29 Mayıs 2011 Pazar

Naci'ye ...

Sokakta yasamini surduren bir adam gibiymis gelen, oturmus, bir cay ikram edecek misin bana demis. Guleryuzuyle ikramini yapmis. Baska bir gun yine gelmis, yine icmis cayini, guleryuzu eksilmemis ikramedenin, gonuldenmis. Bir sonraki gelisinde elinde verilmek uzere kitaplar ve tokalar tasimis. Senin buraya gelenlere verirsin demis. Guleryuz gulmus, gonul gulmus. Tanri'nin sozunu tasimis sokakta yasamini surduruyor gibi gorunen adam. Gulen yuz, gulen gonul aglamis. Hem nasil! Yaninda duyanlar da aglamis. Ben duyunca da agladim. Ordan nasil gorunuyorum diye sormus adam, gulen gonul goz, gayet Tanri'nin yere inmis hali gibi diye cevaplamis. (Cevabi duyan ben daha da aglar. Goren goze kurban!) Ismin ne diye sormus gulen yuz, ona seslenebilmek icin, melek de sen o zaman demis, herkes aglamis.
Gulen yuzun sevgilisi gelmis, tanismak icin uzatmis elini, sen bana Naci de demis. Aglayanlarin aklinda ismi Melek'mis.
Uzun sakallari, pejmurde goruntusunun onunde duran paril paril gozleri ele veriyormus kimligini. Aglayanlar gonullerinden gormusler. Sukretmisler. Tanri onyargisiz bakanlarin gozunun onundeymis her daim. Herkesten gelirmis. Bir gun cay istermis, bir gun kimbilir ne...
Verirken icini kapamadan verenler bilirmis, verdikleri Melekmis, Tanri'ymis, ismi BIR'mis. Naci kurtulan demekmis, selamete kavusan...
Bu cumleden sonra konusma kesilir, sessizlik hakimdir, adi sessizlik olarak gonulden cikip da gelendir bu sefer de...
Kavusma ani uzun sursun diye, kelimelerle vedalasilir, durulur koynunda. Gonul genisler buyur de buyur. Sukur bugune. Sukur gulen yuzlu gonul gozlu guzel kardese...

ASKla...

Hiç yorum yok: