15 Ağustos 2011 Pazartesi

Ev


12 Agustos'ta kapiya dayandi tasima firmasi, yukledi esyalari, getirdi bizi "yeni evimize". Boyaci sordu heyecanli misin? Bakiyorum icime, "yok degilim". Ertesi gunu, baska biri "cok heyecanli olmali". Bakiyorum icime, "sen benden daha heyecanlisin" diyorum gulerek.

Oturuyoruz bahcede esim soruyor, bu senin kacinci evin?
Icim guluyor yine.
Boyaciya da ayni cevabi vermisti, simdi esime de ayni cevabi veriyor.
Benim evim, "kalbim", disarda nereye gidersem gideyim, degismeyen tek yerdeyim.
Esim bu cevabi duymak istememisti oysa. Bu benim kacinci evimdi?? Soru basitce buydu.

Guldum bana bakan "ufff" suratina ve 28 ev, 3 kita sonunda ogrendim burasi BENIM EVIM degil!

Inatciyimdir, zor ogrenirim, insallah kimse bana benzemiyordur :)

ASKla,

7 Ağustos 2011 Pazar

Unutmamak gerekenlerden !

Birisi geldi..

Bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı...

Sevgilisi, - "Kimsin ey güvenilir er," dedi.

Adam, - 'Benim' dedi.

Evinde huzurlu Sevgili; - 'Git' dedi;

'Şimdi çağı değil, böylesine sofrada ham kişinin yeri yok."

Ham kişiyi ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir,

İkiyüzlülükten ne kurtarabilir?

....

O yoksul gitti; tam bir yıl yollara düştü...

Sevgilinin ayrılığıyla kıvılcımlar saçarak cayır cayır yandı.

.....

O yanmış-yakılmış kişi pişti.. Olgunlaştı.

Geri geldi.

Gene sevgilinin evinin çevresine düştü.

Yüzlerce korkuyla, yüzlerce defa edebi gözeterek kapının halkasını çaldı..

Ağzından edebe aykırı bir söz çıkacak diye de ödü patlıyor

ve korkup duruyordu.



Sevgilisi, --'Kapıdaki kim?' diye bağırdı.

Adam, -- "Ey gönüller alan, dedi, --"Kapıdaki 'Sensin'. "

Sevgilisi, "Mademki 'Ben'sin, gel içeriye gir," dedi.

....

Ev dar, iki kişi sığmıyor.

(Mesnevi, c. 1, sh. 3068-3075)