18 Ekim 2013 Cuma

2013

Yaklasik yirmi kusur yildir farkinda oldugum bir sembol var hayatimda. 13.

Oyle ugursuz 13ler gibi degil. Aslinda ilk oyle sanmistim ben de, ama sonra dikkatle izleyince farkettim ki 13 bana sorun var coz mesajini tasiyan bir rakam.

Bayildigim 13 no'lu evlere tasinmamisimdir mesela "hic sorun cozecek halim yok" diyerek.

13'lu gun planlamam onemli gunlerimi. Hani evlilik, seyahat gibi mesela.

Ve beklenen an geldi catti. 2013. Gelisinden once bakiyordum soyle birkac ay oncesinden. Bakalim dedim, neler getireceksin onume coz diye. Icten ice seviniyordum isin cogu bitti azi kaldi diye. 2013 soyle 25 yil once gelseydi cunku tovbe hayatta kalamazdim :)

Ilk aylar benle basladi. Gecmisin butun yaralari vucudumda yerlerini acik ettiler. Fiziksel olarak aci cektim yaklasik iki ay. Sonra esime gecti. Sonra Mira'ya. Ordan anneme, sonra kiz kardesime, sonra esimin ailesine. Yilin bitmesine iki ay kaldi. Cozume ulasmayan seyler var hala. Eminim cozulecek kendi ritminde.

Mevlana, zitlarin uzlasmasi hayat, savasmasi ölümdür diyor. Hep hayat kazanacak. Hep kucuk ben olecek.

Bu uzlasma turlari suresince cok zorlu gunler de gecti, bebek isiymis dediklerim de oldu. Ama bu surecte yasadigim olaganustu bir deneyim oldu ki bin soze bedeldi.

Her zaman zihnin nasil kaygan, nasil guvenilmez oldugunu okurum. Her zaman kendime ogretmek icin ugrasirim zihnin kolesi olma, efendisi ol, diye. Deneyim zihinle ilgili.

Kardesim nisanlanmaya karar verdi. Kanada'da oldugum icin gelecegim asla beklenmiyordu. Pazar gunu karar verildi, Nisan cumartesi olacakti. Kimseye haber vermeden gittim Istanbul'a. Cuma sabahi elimde bavulum ceke ceke yuruyorum dayimlarin evine. Annem orda kaliyor. Balkonda oturuyorlar. Hava gunesli. Dayim, S.Teyzem ve annem. Ben balkonun onunde bavulumu ceke ceke yuruyor ve gozlerinin icine bakiyorum gulumseyerek. Onlar bana bakiyorlar. Dayim Uma Kanada'da bilgisine sahip. S. Teyzem de bu bilgiye sahip ama zihine bunu belki bir kac kez bildirmis. Dayim ona kiyasla daha cok tekrara sahip. Cunku benimle Kanada'dan telefonla konusuyor. Bilgi tazeleniyor. Annem Uma Kanada'da bilgisini en cok tekrarlayan zihin. Nerdeyse iki gunde bir skypetan beni gorup bu bilgiyi temize cekiyor.

Sahneye geri donelim. Dayim bana bakiyor. Acaba bu kadin kime misafirlige geldi, ne kadar da cok Uma'ya benziyor diyor. S.Teyzem "Aaaa Uma!" diye bagiriyor beni taniyor. Annem S.Teyzemi durterek "Uma kim?" diye soruyor. Beni taniyamiyor.

S.Teyzemi duyan dayim da zihinde gecen Uma'ya ne kadar cok benziyor cumlesi onaylaniyor ve o da "AA Uma!" diye sevinip ayaga kalkiyor. Annem hala oturuyor ve bir tek kasi kipirdamadan bana bakiyor. Kizi karsisinda, ama zihin ona bunu tanima izni vermiyor. Cunku zihine gore Uma Kanada'da.

Bu olaganustu deneyim icin sukrediyorum. Ne iyi ettim de gittim diye seviniyorum. Sadece mutlu degil, aci deneyimleri de ayni sukranla alip hayatima katiyorum. Aciyi donusturecek sevgi icin dua etmeye devam ediyorum. Hicbir kelime iyilestiremez kanayan yaralari, birtek sevgidir gucu yeten... ASKla...



4 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

Zıtların uyumu hayat demişsin ya..... Nasıl uyduracağız bu zıtları?

Uma dedi ki...

Zit ne demek? Mesela ben A fikrini tutuyorum, sen de B fikrini. Fikri tutan Guguk mu? yoksa sen misin?
Elbette ego-benligimiz. Iste ego-benligin yasadiginda hayat yok ki? Sen yasadiginda hayat var. O yuzden fikirleri bir yana birakabilmekte uyusma. Kabul edebilmekte olani oldugu gibi :) Ne zor di mi ben'im dediklerimizi birakabilmek, fikirlerimizi, inanclarimiz, duygularimizi en basta :)

Brajeshwari dedi ki...

Uma bana göre her yerde... Dolayisiyla hep benimle... :)

Uma dedi ki...

Sen de hep kalbimde, hic eksiksiz!