5 Şubat 2013 Salı

Bedel

Uzun uzun yazmaya geldim. Yazip birakmaya.
Gecen seneydi ismini bile hatirlamadigim bir filmdi. Hayal meyal hatirliyorum filmin film kismini. Bir adam bir melekle tanisiyordu, adam gelecegini degistirmeye calisiyordu. Cunku geleceginde karisi ölüyordu. Adam karisinin olumune neden olan herseyi bir bir degistirdi. Olum gelmesin diye herseyi yapti. Ve artik oyle emindi ki karisina birsey olmayacagina, ama karisi yine de öldü. Film kotu bir filmdi aslen, o yuzden belki de cok hatirlayamiyorum. Ama onemli olan kismi suydu. Adam melege gidip, herseyi yaptim, neden oldu, neden degistiremedim diye isyan ettiginde, melek adama "sen bir messengersin, bu da odemen gereken bedeldi" dedi.

Blog yazari Uma 2004 senesinde gurusuyla tanistigi gunden bu yana bir tek istegi var. Tanri'yla bir olmak. Kim oldugunu bilmek. 8 senedir gelen butun istekleri de birbir gorup, taniyip birakti. Daha hala gelenler vardir, onlari da birakacaktir. Ama gecen sene bu filme kadar cok cok kuvvetliydi bu dilegi.

Bazen kendimi aglarken buluyordum, neden, neden, ben sadece Sen'i istiyorum, neden burdayim?
Neden bunu yapiyorum, ben bir tek Seni istiyorum?
Ve butun bu dualarin sonunda hep icimde bir yerlerde hep esim ve kizimin beni geride tuttugu hissi vardi.
Boyle olmasi gerekiyor ki su anda evli ve cocukluyum diye teselli ediyordum kendimi.
Bazen onlar olmasa simdiye azize olurdum diye dusunurken yakaliyordum kendimi.
Bugun burdan bakinca komik geliyor tabii butun bunlar, ama herkes buyuyor, Uma da...

Ve film. Filmin son sahnesinde odemen gereken bedel buydu, dedigi anda melek, icimde bir sey koptu.
Ertesi gunu parkta Mira'yi izlerken icimden soyle konusuyordum, Tanriyi istemek de bir istek, ve onun yolunda rahibe olmak da. Su anda evli ve cocuklu olmakla, rahibe olmak arasinda hic fark yok, ikisi de oyun. Ben kendi yoluma devam edeyim boyle.

Sonra yavas yavas soyle derken buldum kendimi. Zamani gelince olacak, nasilsa, herseyin oldugu gibi.

Sonra aci geldiginde soyle yazdim Swamiji'ye. Lutfen lutfen uyandir, daha fazla dayanamiyorum.

Oysa ne guzel bir hayatim var. Ruya gibi, masal gibi, film gibi.

Ve gun geldi bir gun bir dosta konusurken kendimi duydum : " Tanriyi bile isteyemiyorum. Eger O'nu istedigim icin, peki gel kizim derse, ve beni yanina almak icin, esim ve kizimi benden alirsa (yasamlariydi kastettigim, cunku icten ice onlarin varliklariydi ya beni engelleyen) ben asla kendime gelemezdim. Iste o yuzden Seni istiyorum demeyi biraktim. Soguttum kalbimi. Akisina biraktim.

Taa ki bir kac hafta onceye kadar.  Mira hastalandi. Bogaz enfeksiyonu derken antibiyotik derken alerji ve biz acillik olduk. Esim bir gece once antibiyotige tepki veren Mira'nin gozleri ve dudaklari sisince, bogazi da sisip onu nefessiz birakip oldurur diye, bana sakin uyuma dedi. Butun gece uyanik kalmaya calistim, yaninda ona bakarak. Uyku cok agir geldiginde ise dua ettim "lutfen ben uyurken alma onu". Hep kendimi sorumlu tutmaktan korkuyordum, hep suclanmaktan, hep eninde sonunda suclunun ben olmasindan. Cocuklugumun programlari geri geri tepiyordu hep. Swamiji geldi aklima. Eylulde yanindayken "ben oldukten sonra cocuklarima ne olacak" cumlesi uzerine soyle demisti; " sen öldüğünde cocuklarinin ruyanin parcasi oldugunu goreceksin" . Ve hastaliktan cikarken Mira ben de buyudum biraz daha.

Cok guzel bir hayatim var, ruya gibi masal gibi film gibi ama "gercek" degil. Tek bir gercek var O. Ve hersey ben, sen, Mira, esim, bu hayat, ve bu hayatin icindeki hersey O'nun icinde yerini buluyor.

Swamiji'ye yazdim korkumu gordugumu, ve simdi hazir oldugumu. Her bedeli odemeye.

ASK'la...

4 yorum:

nilüfer dedi ki...

Geçmiş olsun caanım...
Bırakamasan da "bırakmayı istemeyi" bu kez de olsun varsın. Sadece O var ki :) messengersin...

Uma dedi ki...

Ah Can'im benim :)

Brajeshwari dedi ki...

teşekkürler Uma'cim.... .... ..

Uma dedi ki...

Ne guzel gelmissin, sevginle, ASK'inla :) ben tesekkur ederim :)