14 Kasım 2010 Pazar

Halil Cibran vs Osho

Halil Cibran'dan okudugum satirla Osho'dan okudugum satir sayisi ayni gibidir.
Halil Cibran'dan aldigimla Osho'dan aldigimi ise karsilastirmam mumkun degil cunku boyle bir derecem yok benim henuz.
Bir onceki yazinin yorumundan cikan birseyleri yazmadan gecemedim.
Herkesin bilgisi baska baska. O bilgi geliyor, dogrulugunu arastirma sansin olsa da olmasa da, icerdeki programin nasilsa inanc gelisiyor.
Bazi insanlar cok suphecidir, gozleriyle gorene kadar inanmazlar. Bazilari da inanirlar ne soylense.
Hicbirinin onemi yok. Her insan kendince programlarla dunyaya geliyor. Ve ne kadar gorebileceksek perdenin ardinda o kadar gorerek de gidecegiz.
Kimimize nasip olacak perdenin kalkisi, kimimiz perdelerin desenini degistirecegiz, yeni perdeler asacagiz. O bilir.
Halil Cibran'da O'ndan geldi, O'nunla yazdi. Osho'da O'ndan geldi O'nunla yazdi.
O yazdi, imza HC oldu, O yazdi imza Osho oldu.
Ne farkeder.
Onemli olan bir onceki yazidaki gibi, su Uma ne anladi okudugundan. Neresi aydinlandi.
Hayatimda karanlik yerlerin nasil sacma cumlelerle aydinlanip, dugumlerin cozuldugunu biliyorum. O yuzden Uma filmindeki her karaktere sukrediyor, geldikleri ve getirdikleri icin...
Herkesin KUTSAL olduguna da inaniyor, hepsi ayni amaca hizmet ediyor cunku.
O'nun izni olursa uyaniriz birgun, simdilik ruyaya devam...

Hiç yorum yok: