29 Mayıs 2010 Cumartesi

Hindistan Notlari III - 2004

Sessiz kalan, butun bunlari yazan, yoneten kimsin Sen?

Sen oldugunu sandigin kadin misin? Sevgili misin? Ana misin? Evlat misin? Guzel misin, kiskanc misin? Korkak misin, uykuda misin?

Uyuyan kim? Uyudugumu bilen kim? Uyudugunu bilip ruyasini goren kim? Butun kimliklerin dustugu yerde geriye kalan kim?

Oturdugun yerde, sessizligin icinde, gozlerini kitlediginde, nefesin herzamanki gibi vucuduna girip ciktiginda, sen, giren nefesle iceri girdiginde, bir dusunce beraberinde, dusunce seni terkettiginde, iste o an, o sessizlik aninda oturdugunu goren, dusuncesiz, sessiz, nefessiz, O, O kim??

Yazdigini seyreden, kelimeleri izleyen kim? Kelimeler nereden geliyor? O kelimeleri getiren zihnin durdugunda, o durma noktasini farkeden kim?

22.20 Yazan hala yatagin ustunde. Yan odada oturan artik yatiyor. Obur odada yemegini yiyen tuvalete gidiyor. Bir buyuk oyun, herkes sadece kendi payina duseni yasiyor. Yazan, onunla, bununla, sununla tanisiyor. Yan odadaki onlari tanimiyor oysa. Zincirler birbirine eklenerek uzuyor. Omurler nefes alip verdikce kisaliyor.

Dusunmeyi ogrettiler once, simdiyse ogreniyorum gunbe gun, dusuncenin bittigi yerdeyim ben, ben O'yum. O'nun oldugu herseyim ben huzur, ben mutluluk, ben sevgi, ben ölümsüz. Doğmadım ki öleyim. Doğan kim? Beden. Bedeni nasil öğrendim. Bebekken. Bir basim, iki kolum, iki bacagim var. Iki elim iki kolum bacaklarim var, her insanda bir burun bir de agiz var :))

Hiç yorum yok: