26 Aralık 2010 Pazar

Yasayanlar...

Narayanan Krishnan,

Isvicre'de bes yildizli bir otelde takimiyla beraber calisan odullu bir asci. Hindistan'a ailesini gormeye gittiginde, yolda bir adamin kendi diskisiyla beslendigini gorunce inanilmaz cani yaniyor. O andan itibaren adami beslemeye basliyor ve benim yapmam gereken iste bu diyerek isini terkediyor. 2002 yilinda gordugu bu manzara onu asla terketmiyor. O gunden bu yana sabah saat 4'de kalkip, kendi pisirdigi sabah kahvaltisi, ogle yemegi ve aksam yemegini, bagislanan bir arabayla 125 mil yaparak, yolda gordugu butun ihtiyaci olanlara yemek dagitiyor.
Kurdugu kar amaci gutmeyen derneginin ismi Akshaya, anlami ölmeyen, silinip gitmeyen. Insan sevgisinin ölmemesini ve silinip gitmemesini diliyor. 29 yasinda isini birakip kendini aclara ve zihinsel ozurlulere adamis bu genc adamin kendini gecindirecek parasi yok. Ailesi cok ofkelenmis baslangicta, cunku egitimi icin cok para harcamislar. Sonra Narayanan israr etmis annesine, gel gor beni diye. Annesi oglunun bir gununu gordugunde, sen onlari besliyorsun, hayatim boyunca ben de seni besleyecegim demis. Bugunde kadar Narayanan 1.2 milyon ogun sunmus. Yemek yedirdigi insanlari taniyor, isimlerini biliyor, onlari tras ediyor, saclarini kesiyor, yikiyor. Artik kendimi cok rahat hissediyorum, yaptigim isi seviyorum, diyor.

Linda Fondren,

2006 yilinda 54 yasindaki kardesini kanserden kaybetmisti. Olum nedeni kanserdi ama olume sebebiyet veren onun obez olusuydu. 1.47 cm'lik bedeninde 120 kilo tasiyordu. Missisipi'liydi kardesler. Obez olmasi sasirtici degildi cunku bu eyalet Amerika'da son alti yildir hic sekmeden hep en sisman eyalet seciliyordu. Linda yasadigi eyaleti en sisman eyalet lakabindan kurtarip en saglikli (en fit) eyalete donusturmek istiyor. Menuleri et, tavuk, patates kizartmasindan olusan restaurantlari menulerine saglikli bir yemek cesidi koymaya ikna ediyor. Okullarda, kiliselerde bedava fitness dersleri veriyor. Saglikli beslenme konusmalari yapiyor. Neyi neyle degistirebileceklerini anlatiyor bikip usanmadan. Insanlarin yasadiklari hayatin saglikli olmadigini anlamalarini sagliyor. Cunku herkes sisman ve birbiri gibi gorundugunden, kimse icin sorun olmamis bugune kadar. Herkesin haftada 250 gr. vermesi icin ugrasiyor. Hayatini kurtardiklari insanlar var, ve hayatini kurtaracagi bir eyalet.

Dan Wallrath,

Afganistan ve Irak'tan sakat donen, dondugunde kendini gunluk hayata adapte edemeyen, bacaklari olmadigi icin merdivenleri cikamayan, kollari olmadigi icin kapilari acamayan asklerin yasadigi izdirabi goren Dan, Houston, Texas'ta onlar icin ozel evler insa etmeye baslamis. Ve bedava anahtar teslim etmekte. Onlar bizim hayatlarimiz icin kendi hayatlarini feda ediyor, en azindan donduklerinde onlara baslarini sokabilecekleri ve huzur icinde, zorlanmadan yasayacaklari evler sunabilmek en buyuk hayalim diyor. Tanri'ya beni enstrumani olarak sectigi icin sukran duyuyorum diyor.

Anuradha Koirala,

Kathmandu, Nepal'de satilan kizlari kurtarmaya adamis kendisini. Kiz cocuklari daha kucuk yaslarinda, onlara cok iyi is bulduk yalanlariyla ailelerinden para karsiligi aliniyor. Sonra hayat kadinligi yaptirtiliyor. Isyan edenler elektrik sokla terbiye ediliyor. Bir kiz gunde 25-35 musteriye hizmet ediyor. Yaslari 15'den buyuk degil. Anuradha kucuk ekibiyle sokak sokak geziyor, halki egitiyor. Ailelere kanmamalarini ogretiyor. 1993'den bu yana 12000 kiz cocugunu kurtarmis ve kendi merkezine getirip rehabilite etmis. Kizlar merkeze geldiklerinde cogunda HIV+ virus bulunmus. Taciz, dayak, tecavuz hepsinin basindan gecen.
Gozlerinizi kapatin ve dusunun o kiz cocugu sizin de cocugunuz olabilirdi. Simdi gozunuzu acin ve bakin butun kiz cocuklarini kendi cocugunuz gibi hissedeceksiniz, diyor.
Kizlar gozyasi dokuyor, beni annem dogurdu ama Anuradha'nin bana verdiklerini, ne yapsam odeyemem diye...

Evans Wadongo,

Nairobi, Kenya'da cocuklar gunduz calisiyor, hem de okula gidiyor. Sonra eve gelip ders calismalari gerekiyor, cunku ogretmenleri ertesi sabaha teslim edecekler odevler vermis. Ve ogretmen mazeretleri anlamiyor. Bir dolar kazanmak zorunda olan ailenin, cocuklarinin da calisamasi gerektigini unutmus belki de. Cocuklar gunduz calistiklari icin odev yapma zamani aksamlari, ama aksam da yapamiyorlar cunku isiklari yok. Kimilerinin var onlar da cok pahali aydinlatmasi ve yakacak paralari yok. 23 yasindaki Evans bir lamba icat ediyor. Led isikla aydinlatiyor ve cok cok ucuz pille calisiyor ve uzun sure dayaniyor. Bugun kadar 14000 tane uretmis ve dagitmis. Cocuklar ders calisabiliyor, ilkokulla sinirli kalan egitimleri ortaokula devam etmeye baslamis bile. Daha cok isik lazim diyor, daha cok aydinlanma...

Dun akittim gozyaslarimi sizlere, yaptiklariniza, guzel koskocaman kalplerinize. Icine kimbilir daha kimler sigacak. Narayan daha kac ac insanin ayagina egilecek, yikayip temizleyecek. Anuradha daha kac gozu yasli bacagi kanli kizi kurtaracak. Dan kac umudu Irak'ta bombalanmisi uyutacak Tanri'nin huzurlu kollarinda. Linda kac kisiyi agirligindan kurtaracak. Evans kac kisinin evini degil sadece, kalbini aydinlatacak?

Peki, peki, icim aciyor, nefes alamiyorum dunden beri... Peki,
sen nasil yasadin 2010'u Uma'ji?!?

6 yorum:

novella / विश्व dedi ki...

yüreğin acısında saklı olabilir mi insanın neden dünyaya geldiği. en acıtan, en ağlatan, en paralayan şey midir anahtar. keçi olmak lazım hayatta... keçi gibi inat edip bulmak gerek kendini, niyeni...
iyi ki umam... iyi ki...

nilüfer dedi ki...

varoluşun, varlığının tek bir seçimi var; şah damarından yakın olanı idrak etmek, onu kalbinde ve tüm bedeninde bilmek, hizmetin büyüğü küçüğü olurmu hiç? hizmet en önce kendine değilmidir? (bencilce küçük benci hizmet değil dediğim)ve sen hizmet etmiyor musun ailene?sana verilen hizmet görevi için aracı değilmi eşin ve mira? nimet değilmi onlar O'ndan..kendini küçümsemek de bir ben algısı değilmi?sen o algıların ötesindeki SENdesin..sarıldım sana çoook..

dem dedi ki...

sen bu soruyu sorabilmek için kendini yaşadın, farkederek... sorduğun an cevabın geleceğini bilerek.
güzel yaşadın yani:)

Uma dedi ki...

Ne guzel yazmissiniz da teselli etmedi kalbimi bu sefer. Ben de teselli edemedim kendimi.
Buldum yine Tanri'yi bunun icinde de, ama eksik seyler var, bir ozlem, bir ic acisi, gecmedi iste, bugun ne yapsam gecmedi...

sufi dedi ki...

Hz İbrahim Nemrut tarafından ateşe atıldığında topal karıncanın ona su taşıması gibi bir şey bu yapabildiğimiz. Tanrının bu kadarcık bir enstrumanı olmak bile az bir şey mi?
Can Hümam acıma duygularımız ve yardımlarımızın onların tekamüllerine engel olmayacak düzeyde olabilmesi dileğimle.

Uma dedi ki...

Canim Suficim, hicbir acima duygum yok. Tanri'nin enstrumani olanlara saygi duyuyorum sadece. Derdim, Tanri bir minik damla su vermis daga tasiyalim diye, onu da binbir halle yapiyorum bazi zaman, odur canimi sikan. Hayat sen yasayasin diye degil, hayat seni yasamak icin var ama ben hep bunu unutuyorum. Minicik bir ailede bile huzuru yasamak ne zor. Ben ona hayiflaniyorum. Onlarin hayatlarini dinleyince nasil huzur verdiklerini gordum gonlumle, neden ben oyle degilim diye kanatiyorum kalbimi.