Yillar once Hindistan'a ilk gittigimde, bir arkadasim kendi meditasyon hocasinin kitabini vermisti. Ismini maalesef animsayamiyorum. Kitabinda zihni terbiye etmekten bahsediyordu. Aklimda kalmis ornek anlatayim. Kaju'ya bayilirmis kendisi. Kaju yemeden gecmezmis gunu. Amerika'ya gittiginde de degismemis bu sevgisi. Meditasyon uzerine uzmanlasmaya basladiktan sonra (boyle denmez de, ben kelime bulamadim yine) gormus ki, zihni kaju istiyorum diye komut veriyor icerden, o da kalkip ne yapiyor olursa olsun, isi gucu birakip mutfaga gidiyor ve kaju alip yiyor. Sonra bu sistemi degistirmeye karar vermis. Her icerden kaju istiyorum sesi duydugunda, bunu duymazdan gelmis, yedigi zamanlarin aralarini acmis, ve hic aklinda olmadigi zamanlarda bir miktar yemeye baslayarak zihninin bilegini bukmus.
Birkac gun once rajasik dogamdan bahsetmistim. Yediklerime dikkat etmekle ve en onemlisi kahve tuketimime bir dur demekle basladim ise.
Yine ilk Hindistan'a gittigimde, Devi Temple'a cikarmislardi beni. Orda dilek diliyorsun ve karsiliginda da kendinden bir adak veriyorsun. Ben O'nu dilemistim ve kahve icmeyecegim demistim :) Dilekler bir yillik donemler icin genelde dileniyordu. O'nu istememin karsiliginda ne versem az gelirdi ama, kahveye oylesine bayiliyordum ki, oylesine zevk veriyordu ki icmek, onsuz olamayacagimi dusunuyordum. Hayatimda baska da oyle birsey olmadigi icin onu adak etmeye karar vermistim. Uzerine Mira'ya hamile kaldim, sonra da 2 yil emzirdim. Dolayisiyla toplamda 3 yili gecen bir sure hic kahve icmemistim. Emzirme konusu kapaninca kendimi bu rutine dondurmekten cok buyuk keyif aldim. Ve iki yildir da kahve iciyorum yine. Gunde bir fincan, cok nadir iki fincan. Uc gun onceye kadar.
Zihnimin nasil da kontrolunde oldugumu farkedince birbirimize veda ettik yine. Alt tarafi iki yildir hergun iciyordum, zor olmazdi, bir iki gun basim agrir diye dusunuyordum. Ama oyle olmadi. Ben bir alkolikmisim gibi koltuga yapistim iki gun boyunca. Basagrisi denemezdi beynimin icindeki ugultuya ve sarsintiya. Butun hucrelerim, etim, kemigim dagilmis gibiydi. Gunduz uykularini hic sevmeyen ve hicbir zaman da uyuyamayan bendeniz, iki gun koltukta sizdim kaldim gunun orta yeri, cunku gozumu acamiyordum. Nihayet ucuncu gun kendime gelmeye basladim. Sabah uyandigimda enerjim normaldi, kendimi temiz ve canli hissediyordum.
Bu sefer sonsuza kadar vedalasmadik kahveyle, ancak hayatimdaki onemine son verdigim kesin.
Herkes mim gonderiyor ya birbirine, ben pek haz etmiyorum mim isinden. Ama eger okuduysaniz bu yaziyi, hadi denemesi bedava, kendinize hayatinizda cok onem tasiyan birseyi secin ve birakin bakalim bir sureligine, ne kadar kalacaksiniz, ne kalacaksiniz? Zihnin kolesi olmaktansa kendinizin efendisi olun bu zaafiniz karsisinda bir sure de olsa. Belki cok begenir hep efendi kalmak istersiniz, kimbilir?
Askla...
12 yorum:
Ah be Hümam keşke bağımlılıklarımız kajuyla kahveyle çayla sınırlı kalsa.Evimiz, köşemiz sokağımız, şehrimiz, çocuklarımız, ilkelerimiz, vazgeçmek istemediğimiz, yatağımıza yattığımızda ucunu kıvırarak uyuduğumuz yastığımızdan dahi vazgeçemiyoruz zaman zaman.
"bir türlü şu çocuklarından geçemedin" demişti Pirim ufak sesiyle."onlara zarar veriyorsun"Görünüşte geçtim, ama gel sen içime sor.Hıh aklıma gelmişken söyleyeyim Pirimizin ve annenin de sana çok selamları var.Aşkla çoğal bebeğim sevgilerimle.
ben bunu duygusal boşluklarımı yiyerek kapatmak eğilimim için kullanabilirim... daha dün gece yenilip kendime, bu soğukta hiççççç üşenmeden aburcubur almaya çıktım ve zorunlulukmuş gibi aldığım herşeyi süpürdüm :)
halbu ki şaşır kendini, bunu çok istediğin bir zamanda kalk spor yap. müzik dinle dans et, ya da çık soğukta yürü, birşeycik de almadan geri dön. şaşsın aklın :)
deneyeceğim.
sen var ya... daha da birşeycik demiyorum. kocaman sarılıp, kocaman öpüyorum.
Bunu alışveriş manyaklığım için denemiş ve dilemiştim. Birtürlü başaramıyorum hep yenik düşüyordum ama fatma pınara hamile kalmam (tıpkı senin durumun gibi) işimi mecburi hale getirdi. hem hamileliğim hem de fiziksel olarak berbat durumda oluşumla çoook uzun süre alışveriş yapamadım, yapamadıkça yapılmayabileceğini yapılmazsa ölünmeyeceğini gördüm allahımın yardımı ile. ve aynen alkolden uyuşturucudan temizlenir gibi temizlendi ruhum bu pislikten. Çok istemiştim kurtulmayı. buarada mantıklı kriterler geliştirdim artık efendi bendim ve şükür hala benim. Tanrı, ister evren deyin ister kozmik güç yürekten isterseniz el birliği iile size yardım ediyor. sadece farkındalık lazım. ani hamileliğim, hamilelik için çok zor bir zaman olması, ve bu dönemin korkunç geçişi........hepsi benim hayrıma düzenlenmişti....
şimdi marketlerde mağzalarda gezerken bazen at efendi olmaya kalkıyor yine, görüyorum gülüyorum, niyetlendiği şeye doğru yürüyorum buna ihtiyacım var mı varsa ne kadar, ödeyeceğim bedele değer mi? ya da bu şeye aşık olup olmadığımı soruyorum cevap çook nadiren evet oluyor....marketlerdeki herşey güzel....mesele güzel olmaları değil bizim olduklarında hayatımızda ne boyutta katkıda bulunacakları ve en önemlisi ne kadar bize uygun, bize ait, bizden birşey olmaları. aldığım onlarca kıyafeti hiç giymeyişimi düşündüm evet çok güzellerdi ama ben değilllerdi...seni seviyorum uma...umarım bu şekilde hep efendi kalmanın huzuru ile tatmin olur huzuru mutluluğu başka şeylerde aramayız.
bir gün bunu yaparsam inşallah, arada sırada -ama tutkuyla isteyerek- tükettiğim alkollü içeceklerim için yaparım sanırım. şu ana kadar duygusal anılarımda ve duygusal yaşantımda en çok yer alan şeydir kendileri...
Canim Suficim, ben sadece basit olanlari deneyelim dedim :) Onlar da bile ne farklar oldugunu goren belki digerlerine de adim atma cesareti bulur :) Dedenin ve annenin ellerinden hurmetle opuyorum. Seni de askla kucakliyorum :)
Novella hanimcim, o uyuyuyan guzel fotografina bak sonra hesapla o gunden bugune kac abur cubur eklenmis sen uyurken :) Neyseki uyandin, bi de guzel bakip konusuyorsun uyku sersemi :)) Ben de sana kocaman sariliyorum :)
Gugukcum seninle gurur duyuyorum ama eminim bankalar ve tuketimi destekleyenler bu goruste degildir :) Olsun, efendi olmak gerek. Gurudev soyler "Roar Om Om Om, like the lion of Vedanta" :) Bize koyun oldugumuzu yutturdular, olmadigimizi ogrendikten sonra da koyun gibi davranmayalim di mi :)
Opuyorum ASKla...
Pinhan'im sen dile icinden, evren isbirligi eder, butun zorluklar kalkar. Hele de yaptigin seyin senden baska digerlerine de faydasi varsa, daha da kolaylasir olusu.
Ancak daha kolay bir yolu daha var bu isin, icindeki Allah askini buyuttukce, yaramazlar patir patir dokulur bedeninden, sen onlari dusunmek durumunda bile kalmazsin :)
Opuyorum guzel kalbinden...
Sevgili Uma,
bugün kahve konusunda benzer düşüncelerle geçirdim günümü ve hatta dayanamayıp öğleden sonra bir tane içtim:) içmeseydim de olurdu ama zihnim iç dedi içtim:) biraz önce mutfakta sebzeleri doğrarken halen bunu düşünüyordum ki sonra geldim seni okudum:) Çalışalım kendimizle, devam diyorum...zihnimizle şakalaşalım biraz. Bu arada bizim evde de bir kaju seven var o da Doğa:) DEliriyor kajuya:)
sevgiyle kal.
Ozgur'cum kolayliklar diliyorum, acikcasi ben pek sakaci olamiyorum onu da senden ogreniriz :)
Şakalaşalım derken zihnimizin kölesi olmamaktan bahsediyorum senin de söylediğin gibi. Bunu hepimiz kendimizden öğrenebiliriz ancak, benden değil yani:)
:)))) soyledigin gibi anlayinca boyle olmus. Amin insallah.
Kaju da iyidir bol proteinli, yesin guzel Doga afiyetle bol bol :)
Yorum Gönder