17 Eylül 2008 Çarşamba

Hindistan: Tanriya Ibadet Edilen Ulke



Hindistan'in asil ismi Bharat. Anlami Tanri'ya ibadet edilen yer.

Ben aslinda Amerikan, Alman, Fransiz farketmez ozel sektorun koleligini kabul etmeyecek kadar ozgur oldugumu kabul ettigimde Amerika'da yarim kalan yoga egitimini, Hindistan'a tasimaya karar verdim. Mukemmelliyetci bir yapim vardi babam sagolsun. Oyle 3 kursta yoga hocasi olamazdim. Ogrencilerden biri soru sorarsa da ya ben cevap veremezsem. Herseyi bilmeliyim. Yeri neresi. Google'da ara. Yoganin baskenti Rishikesh. En iyi kim biliyor. Iyengar'in bir baska senior hocasi Rudra. Ben mutlu mesut bir sene sonra Turkiye'deki kariyerimi dusunerek Rishikesh'e yerlesiyorum. Once bir otel. Etraf turuncu kiyafetler giymis Hint rahipleriyle dolu. Kendilerine Swami deniyor. Ben her sabah saat 5 de kalkip yollara dusuyorum. Aksama kadar suruyor egitim. Hersey guzel gorunuyor, sut liman. Ne olabilir ki? Ben Turkiye'de yeni baslamakta olan birseyi yapacak olacagim bir sure sonra. Ne para ne pul sorunu olacak. Herkes bayilacak bana. Butun pozlari super yapiyorum. Hatta bir dvd cekecegim hemen yonetmen arkadasimla. Bir ev tutacagim hem oturacagim hem ogretecegim. Hocalarim super, ben de....

Vizem bitti Nepal'e gidecegim donunce artik biraz da felsefe kismini arastirmaya baslarim planlari icindeyim. Yolda arkadasim bir kitap. Bir yoginin otobiyografisi. Bir olmus bir yogiyi, Yogananda'nin hayatini anlatiyor. Bir olmus! O'nunla!
Komunist babanin sosyalist kizi, Tanri'ya inanir mi? Inanmaz. Tanri benimle dalga geciyordu cunku. Ben tam herseyi duzeltiyordum o beni baska bir zorlugun icine atip hadi bakalim bu sefer kurtarabilecek misin kendini diyordu. Bana guluyordu, benim aci cekmemle mutlu oluyordu. Merhametsizdi, cezalandirirdi. Akilli davranmazsan aglatirdi. Beyaz saclari ve beyaz sakali vardi. Sismandi. Kitap akil almaz bir kitap. Mistik hikayelere bayilirim, hikaye gibi okudum bitirdim, aralarda inanmamaya devam ederek.

Vize isleri bitti ben gerisin geri Rishikesh'teyim. Param cok yok, daha ucuz bir yer bulmamda fayda var. Ama asil aradigim sessizlik. Sessiz kalma ihtiyaci icindeyim. Kaldigim otel cok gurultulu, kalabalik. Yalniz olmak istiyorum. Sessiz....
Kendime bir yer buldum. Orda yoga felsefesiyle ilgili dersler veriliyor. Super tam yerindeyim. Sabah kalkip derse gidiyorum oglene kadar, sonrasi geciyor kendi kendine.

1 ay daha gecti. Icimde enteresan seyler oluyor. Hersey bildik gelmeye basladi. Hersey anlam kazaniyor gibi. Burda herkes cadi. Kimse sasirmiyor aa biraz once seni dusundum, bak simdi seni gordum diyince. Su anda sunu mu dusunuyorsun diye sorup da bulunca kimse aaa nasil oldu da bildin demiyor. Veya boyle psisik seyleri konustugunda kimse sana uzayli gibi bakmiyor. Hic duymadigim sohbetlerde buluyorum kendimi. Aziz ve azize hikayeleri dinliyorum herkesten. Mucizeler, ruhani gucler...
Bambaska bir yerdeyim, benim geldigim yerlerden hicbirine benzemiyor artik.
Her zamanki gibi bir sabah, annemle yasanan bir telefon konusmasi. Annem kizgin, uzgun, endiseli hayatiyla ilgili. Guzel hislerle onu sakinlestirmeye calistigim icin terslendim. Ne yapsam farketmiyor. Aglamaya engel olamiyorum. Ganjin kenarinda oturmus gozyaslarimi akitiyorum. Yeni okudugum kitapta eger zevk varsa aci da beraberinde gelir diyor. Ben yumruklarimi sikmis ne aci ne zevk istiyorum diye agliyorum. Ganj icimden akiyor sanki, vucudum Himalayalara dogru genisliyor sanki. Anlayamadigim bir hal. Ganj da ben, Himalayalar da ben gibi. Vucudum titresiyor. Titriyorum saniyorum, ama titresiyorum. Yumruklarimi sikip yurumeye basladim, artik aglamiyorum. Ne acini istiyorum ne zevkini. Tanri bana guluyor. Oyun oynamaya devam ediyor. Onumde insanlar, kalabalikla beraber yuruyorum. Onumdeki insanlar sagda bir merdivenden asagi iniyorlar. Icimde birsey beni durtuyor. Burasi neresi ki diyorum. Takip ediyorum. Ganjin onune cikiyor inen merdivenler. Bir evin bahcesindeyim. Merdivenlerin yaninda 4 tane tas blok var. Ustunde burda meditasyon yap yaziyor (Meditate here). Emri almis asker gibi oturuyorum. Bilmiyorum ne kadar zaman. Ustumdeki yuku biri aliyor sanki, kalbim kus gibi hafifliyor. Yuzumde kocaman bir gulumseme kalkiyorum. Ne guzel bir yermis burasi. Inerken eve bakmistim kapisi kapaliydi. Donerken bakiyorum kapi acik, guzel bir tutsu kokusu beni iceri davet ediyor. Bir kucucuk salon, duvarlari boy boy resimler. Gurudev Swami Sivananda. Bir odasi, bir banyosu, bir kucuk salonu olan Ganj'in onundeki bu ev O'nun evi.
Gozlerim gozlerine kilitlenmis oturdum onunde. Kalbim kus gibi. Huzur heryerde. (http://www.sivanandaonline.org/public_html/)

Yan odada kalan kiz bir hocadan bahsediyor. Derste anlattigi seyi anlatiyor, verdigi ornekleri aktariyor diger arkadasina. Kulak misafiri oluyorum. Ama yeter artik dersten derse kosmaya da gerek yok. Ben artik sessizce bu odada kalmak istiyorum. Gel diyorlar, yok ne gerek var ben iyiyim diyorum. Ikinci gun yine konusuyorlar, merak ediyorum ama yine gitmiyorum. Ucuncu gun peki peki gelecegim diyorum. Sinifta herkes oturmus bekliyor. Kimileri yerlerde bagdas kurmus, kimileri sandalyelerde. Icerde 30 kisi kadariz. Ve geliyor beklenen ... Ismi Swami Muktananda. Kanada asilli. Sivananda Ashram bunyesinde konusmalar veriyor "Kimim Ben?" sorusunu soranlara, soracaklara, hayatlarinda ilk defa duyanlara. O Kim oldugunu bulmus, Bir olmus...

Arkasinda bir fotograf, gurusu, Gurudev Swami Sivananda. O sanki Kanadali degil de Swami Sivananda'nin oglu. Ailemi bulmus gibi bir his icimde. Birinci gun, ikinci gun, ucuncu gun. Swami Muktananda ayriliyor Rishikesh'ten. Yanina gittim. Gozlerime baktiginda goruyordu. Gordugunu kalbim biliyordu. Benim bir guruya ihtiyacim var dedim. Cunku anlayamadigim seyler oluyordu. Icimde disimda hayatimda. Ben burda neyim diye guldu. Icime su serpti. Yalniz degildim. Elimi tutacak bana bu hic bilmedigim yolda yol gosterecek, daha once yolu gitmis biri vardi artik.

Hayatim kitaplardaki mucizeler gibi yasanmaya baslamisti. Hergun bir baska mucize oluyordu. Mucize buyuk bir kelime, sanmayin Ganj yarildi icinden bir Tanri cikti bana dedi ki gibi seyler bunlar. Mucize diyorum cunku Swami Muktananda'nin gidisiyle baska bir donem baslamisti. Dersinde bana beni tumden degistirecek bir cumle kurdu. Senin inandigin Tanri Walmart'da 99 cent'e satiliyor, Tanri kalbinde. Tanri kalbindeki huzur. Huzuru ne zaman hissedersin, icin titrer, titresir. Iste bana inan, cocuk gibi inan, O Tanri dedi. Ve ben inandim. Inanmaktan baska hicbirsey yapmadim. Ne saatler suren meditasyonlar, ne araliksiz soylenen mantralar. Hicbirsey. Tek yaptigim cocuk gibi inanmakti. Artik biliyordum ki O bana gercekten sah damarimdan daha yakindi. Kalbimde yasiyordu. Evi orasiydi. Onun orda oturdugunu kabul etmemi beklemisti sabirla. Ve ben yuregimden kabul ettigim gun itibariyle bana yanlis yapmadigimi gostermek, beni cesaretlendirmek icin yapmadigi kalmamisti.
Bu satirlar pek cok kisiye komik gelecektir. Yasayanlarin ise icinin titreyecegini biliyorum. Swami Muktananda Tanri'ya dokunabilirsin demisti. Oylesine Kendini gosteriyordu ki hayatimda, saniyordum ki elimi uzatsam degecegim. Heryerdeydi. Heryerimi sarmalamisti. Huzuru oyle derin, mutlulugu oyle sinirsizdi ki. Nefessiz kaliyordum cogu gun. Yalvariyordum n'olur dayanamiyorum biraz cekil diye. Benimle dalga geciyor diye aglarken neydi degisen. Uc gunde ogretmisti ki oynayan o degil bendim. Bir kitapta okudum sonralari soyle diyordu: " Bizler parkta oynayan cocuklariz. Buraya oynamak icin geldik. Annemizi istedigimizde annemiz bizi baska bir oyuncakla oyalamaya devam edecek. Taa ki yurekten anne diye aglayip onun kucagindan baska hicbir yerle tatmin olmayacagimiz gune kadar. Iste o gun geldiginde annemiz bizi kucagina alip bizi eve goturecek"
Yeterince oynamistim, bilmeden. Su anda hala oynuyorum bilerek. Kim oldugum sorusunu bulmadan. Yolculuk devam ediyor. Swami Muktananda rehberliginde.

1 yorum:

semiramis dedi ki...

ne kadar guzel yasadigin seyler. herkese nasip olmayacak seyler. ganj ne kadar canli ve yesil gorunuyor. benim anilarimdaki ganj gri, uzeri surekli yagmurlu.