Ankara'da dogdum. Fransiz kolejinden mezun oldum. Sosyoloji egitimi aldim. Diplomami almadan okuldan ayrildim. 13 yasinda asik oldum, 20 yasinda evimi terk ettim. Bosanmis bir anne babanin kiziyim. Babamin alkol, asiri zeka, kendini ustun gorme; annemin ise ofke, iskoliklik ve ilgisizlik problemleri vardi. Ortak paydalari siddet. Her cumleyi yazarken bunlari soylememin bir anlami var mi diye dusunuyorum aslinda, anlamini dusunmem gerekmedigini soyluyor icimdeki ses, "sadece yaz" diyor. Bir kiz kardesim var, kizim gibi. Bence ben buyuttum. Ama evi terk ederken o da terkedilenler icine girdi istemsizce. Boylece 20 yasinda mutluluk kelimesin anlamini bilmeyen, ama mutluluk benim hakkim diye yollara koyulan bir beden, bu yaziyi yazan. 20 yasimdan itibaren calistim. Ne is olsa yaptim derler ya oyle. Evden ayriydim, gecimimi saglamak icin bana uyabilen her isi seve seve ustlendim hic gocunmadim. 28 yasinda bir amerikan fransiz ortakliginda satis yoneticiligi yaparken "yeter" dedim. Ben bu ulkede yasayamayacagim daha fazla. Ailemle mutlu degildim, is yerimde mutlu degildim, yasadigim sehirde mutlu degildim. Oysa mutlu olmak icin cikmistim bu yola. Mutlu olmak icin gereken kosullara sahiptim. Ama bir turlu kalici mutlulugu bulamiyordum. Bugun beni mutlu eden isim ertesi gun patronumun haksiz elestirileriyle mutsuzluk kaynagi haline geliyordu.
Bugun beni mutlu eden sevgili ertesi gunu kederle evimde oturup gozyaslarina bogulmama sebep oluyordu. Bu ulkedeki seyler yanlis olmaliydi o zaman. Patronlar
ve sevgililer kiymet bilmiyordu. Bu ulkeyle beraber icindekileri de terkedersem mutlulugu bulurum diye dusundum. Komunist babanin sosyalist kizi Amerika'ya
gitmeye karar verdi. Hep fransizca konusmustum. Hic olmazsa ingilizce ogrenir geri donerim diye kilifimi da hazirlayip internette dadi arayan herkese email yazdim. Cevap gelen ilk yerle anlastim ve Orange County'ye dadi olarak transfer oldum. Bir ay once takim elbiselerle buyuk firmalara toplantilara giderken, simdi dubleks bir evde 20 m2 bir odada yasayan bir dadiydim. Uc guzel cocugun dadisi. Yaslar 3-5-7. Iki uc ay sonra bunlara yan komsunun 4 aylik oglu da dahil oldu. Sonra yan evdekiler. Ben giderken herkes hop oturup hop kalkmisti seni hizmetci olasin diye mi ozel okullarda okuttuk diye. Oysa ben bu transferde bambaska bir deneyimin icine girmistim. O tarihe kadar kimsenin sevgisine inanmamis biri olarak ilk defa sevginin ne olduguna dokunmaya baslamistim. Minik eller, minik gozler, kocaman kalpler vardi artik hayatimda. I love you diye sarildiklarinda gercekten seviyorlardi. Oturup acaba bana simdi bunu neden soyledi, benden ne istiyor olabilir diye dusunen kisiyi yerle bir etmisti o minik eller, kocaman kalpler. 2.5 yil suren dadi seruveni
kalbimi temizlemekle kalmamis, simdiki esimi, ve simdiki hayatimi borclu oldugum yogayi da kalbime ekmisti. Mutlulugu arayisim ise askida gibiydi cunku bir gun mutlu bir gun mutsuz gunlerden yerine devamli bir memnuniyet hali gelmisti. Yani tabii ki kizdigim, uzuldugum gunler elbette oldu ama 'olan her ne ise' beni memnun etmeye baslamisti. Babamin kanser oldugu haberi uzerine Turkiye'ye donus yaptim. Babamin vefatindan sonra da Turkiye'de kaldim. Turkiye'deki son is deneyimim buyuk bir Amerikan firmasindaydi. Bir gun "neden sevgiyle davranmiyoruz birbirimize?", diye sordugum bir is arkadasim bana: "cunku burasi bir Amerikan firmasi ve kimse sevgi dinlemez", deyince yanlis yerde oldugumu anladim. Herseyimi satip Hindistan'a gittim. Ferrarim olsa donmezdim herhalde, herseyin bir nedeni var. Tanri bilmis de Ferrari vermemis o zaman. Param bitinceye kadar 9 ay gecirdim. Ben 9 ay gecirirken Hindistan beni bastan yaratti. Mutluluk pesinde kosma yolculugu beni korunakli bir limana goturmustu. Simdi evli ve 1 kizi olan, dogasimutluluk olan bu sahsiyet hala yazmaya devam ediyor. Yaz, dedi icimdeki. Nasil durur elim.
2 yorum:
bana da oku dedi herhalde... :)
Bilgisayari kapamisken, acmam icin hicbir nedenim yokken, bana da ac dedi :) ne guzel duyuyor olmak di mi ? :) ve bilmek konusanin O oldugunu, ve bilmek mutlaka iyi bir nedeni oldugunu :)
Yorum Gönder