26 Eylül 2012 Çarşamba

Akış

Montreal'de Swamiji'nin yaninda gecirdigimiz iki gunden sonra hersey anlamini yitirdi desem yeridir sanirim. O'nun o hicbirseye tutunmadan, onune gelen isleri titizlikle, mukemmellikle ve basitce yapisini seyrederken kendimin olaylarin ustunde nasil da buyutecle oturdugumu daha cok farkettim.

Hic de zor degildi hayat. Onune gelenleri bir bir yaparak, akarak gececeksin, duygularini karistirmayacaksin.
Duygular isin icine girdi mi konu kisisellesmeye basliyor cunku.

Dondugumuzde Gurudev'in gunluk okumalarindan birinde su cumle geldi, "Deli! Ne yapiyorsun kapali kapilar ardinda. Meditasyon mu yapiyorsun, yoksa kumdan kaleler mi insa ediyorsun. Cik odandan, Tanri'yi kapali gozlerinle arama, Tanri'yi herkeste herseyde gor."

Hersey anlamini kaybetti kisisel olarak. Icim cekildi derler ya, tersi oldu simdi de disim cekildi. Butun kainat dibe coktu sanki.

Bazen ingilizcenin ne kadar guzel anlatimlari oldugunu dusunuyorum. Mesela su anda sunu yazmak istiyorum. Tanri'nin BE hali var Olan, ve BECOMING hali, Olmus. Duran ve sonra Kalkip dans eden :) Bazen de boyle goruyorum. Dansederken...

Maya...Iluzyonun dansi. Koltugumda oturmus dansedenleri seyrediyorum, arada da Mira'ya oyle dansetme canim diyorum. Dinlemiyor, biraz daha keskin soyluyorum, oyle dansetme, belini inciteceksin. Dinlemiyor. Kizgin yapiyorum sesimi, oyle dansetme dedim sana diyorum. Sonra duruyor Mira'nin dansi. Kucagima alip sariliyorum, "ben seni dusunuyorum, canini acitma diye uyariyorum, cunku seni cok seviyorum" diyorum. Mira kafa salliyor, sonra iniyor kucagimdan ve dansa devam ediyor. Bir sure sonra "ayagini oyle yapip dansetme guzelim" diyorum. Dinlemiyor, "Mira'cim ayagini acitacaksin oyle dansetme diyorum". Yine dinlemiyor. Sesimi kizgin yapip, onu korkutarak durduruyorum yine. Kendimi hic sevmiyorum. Bu sesi hic sevmiyorum. Sonra "beni ilkinde dinlesen boyle kizgin konusmak zorunda kalmayacagim" diyerek sorumlulugu Mira'ya atiyorum.

Oysa kontrolsuz sinir Mira'nin sorumlulugu degil. Swamiji'ye soruyorum, "nasil sinirimi halledecegim" diyorum. "Sinirini hallet" diyor, veya "halletme".

Dunya duruyor.

Mira'nin Turk isminin anlamini konusuyoruz, "Tanri'nin dediklerine teslim olan" diyorum. Swamiji guluyor, "Tanri'nin dediklerini dinliyor, ama sizi dinlemiyor" diyor.

Dunya duruyor.

Maya, iluzyon dansediyor. Herkes duydugu muzige gore, icindeki O ilahi gucle dansediyor. Dansi begenmeyen ben yaptigini anliyor. Herkes kendi karmasiyla geliyor. Herkes yasamasi gerekeni yasiyor.
Guzel sesle yapilan uyarilarin otesi yok. Birini korkutmak ve onu korumaya calismak en ilkel davranis.
Ellerim aciliyor yine, birakiyorum, bir kere daha bir kere daha.

Gorevimi biliyorum, gorevimi yapiyorum, gerisini Tanri'ya emanet ediyorum....

Herkes gibi, Mira da oyununu oynamaya geldi buraya. Bana ancak seyretmek dusuyor...

Swamiji'yle olan haftasonundan sonra hersey akiyor. Hicbir sey yapisip kalamiyor, tutunamiyor. Akiyor....
ASK'la...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Guzel sesle yapilan uyarilarin otesi yok cidden de.. nasil yapmali da hep hatirlamali, ozellikle o sinir hallerinde...

Uma dedi ki...

Cocuklara oyle yapma boyle yapma demek kolay, yapmadiklarinda kizmak da kolay veya nasil olurda yapmazsin diye farkinda bile olmadan asagilamak, hadi gel biz yapalim yapmak zorunda oldugumuz seyi ! Nasil haksizlik di mi ?? Bu kacinci bu konuyu degistirmem lazim deyisim. Ama hala tumden degismis, idealimdeki hala gelebilmis degil. Adalete inandigim icin diyorum ki demek ki su anda bu durumdayiz. Elimden gelenin en iyisini yapip devam ediyorum ben de. Okul burasi :)

Brajeshwari dedi ki...

başka birisine karşı korumacı tavır, insanın egosundan gelir demişti biri... Onu koruyan bir Tanrı varken, senin ne haddine... diye de devam etmişti... Ne doğru...

Mira dansetmeli...Annesi de ona eşlik belki...

bir de çok özledim seni...

Uma dedi ki...

hic benden ayri degilsin :) hep burdasin sen :)