Gecenlerde cok sevgili hocamin paylastigi bir metinle oyle derinlerden hislendim ki, bugun yine ayni seyi dusundum. Iste o paragraf:
Ve simdi koltugumda oturmus ayni yeri didikliyorum. Kendini gormek icin aynaya bakmaya ihtiyac duyar miydin? Ben dediginde vucudunun neresi hareket ediyor? Ben dediginde kim uyanik? Bedenini mi dusunuyorsun ben derken. Peki ya birine birseyler anlatmaya calisirken ve kendini refere edeceginde elini "ben" dediginde nerene koyuyorsun? Dizine mi, basina mi?
Nereye gitti elin ilk?
Kalbine mi? Senden baska digerleri baska yerlerini mi isaret etti? Yoksa herkes elini kalbinin ustune mi goturuyor? Neden acaba?
Ben'in sahibi orda oturuyor olmasin. Iste "ben" dedigimde, elimde aynam yoksa, kalbim basliyor pitirdamaya, kivril kivril oynamaya. Hani farketmesem, delip cikacak bir yaramaz var sanki. Ya da daha guzeli geldi aklima, ayni kozasini yirtmaya calisan kelebek gibi. Aynaya gerek yok yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder