25 Kasım 2010 Perşembe

Dokulsun incilerim

Bu siralar cok sey ogrendim, ogrendim diyemem aslinda anladim, anladim da diyemem aslinda gordum. Goren goz oldum, gordum.

Gurudev utangac olan gercegi bulma yolunda dogru kisi degildir der. Cunku utangaclik egoya aittir. Ego kendini bisey sandigindan, soyleyecegi seyin digerleri tarafindan nasil duyulacagini, kendisinin digerleri tarafindan nasil gorunecegini cok onemser, kendine guveni de olmadigindan utanma olarak disa vurulur durum. Cok utaniyorum nerden baslasam ki der, nerden baslasam da yanlis anlasilmasam.
Bu gecisi cok iyi biliyorum cunku o yoldan yuruyup geldim, simdi ise pek bir arsizim. Sukur an'a.
Hersey cok sevdigim bir arkadasimin bir cumlesiyle basladi. Annesinin yaninda kalip obez olmak istiyordu. Cumleyi okudugum anda aklima Bhagavad Gita'da "ne cok, ne az yiyen, ne cok ne az uyuyan, yogaya uygun degildir" yazdigini animsadim. Soylesem dedim, sonra durdum. Son zamanlarda hep gozumun disari nasil da donuk oldugunu ve disardaki insanlarin davranislarini nasil da yargiladigimi animsadim. Yargilamak degildi aslinda belki, hani beyaz yalan ve yalan farki gibi. Iyi niyetliydim ama farketmiyordu sonucu. Gozum baskasindaydi.

Yazmaliyim bunlari dedim. Neden yoga hocasi olmadigimi yazmaliyim. Ogrencimin biri gelip bana sorarsa, "hocam son gunlerde cok kilo aldiniz", "evet evde canim sıkkınken dolabi acip abur cuburlari ariyorum. Bugunlerde sorunlarimla basedemeyip aburcubur yiyerek teselli buluyorum" dersem o zaman bana demezler miydi, "sen nasil yoga hocasisin, zihnin seni esir almis, sen kontrol edemiyorsun onu". O zamanlar yani cok yillar once et yerken sorsalardi bana, "hocam yoganin ilk maddeleri yama, niyama, onlarin icinde hicbir canliyi incitmeyeceksin yaziyor, nasil oluyor bu is?" o zaman ne cevap verecektim? "Ben incitmiyorum, baskalari incitiyor" mu diyecektim. Olmazdi.

Bir sonra, aklima geldi konusurken baska bir guzel kalple, Rama Krishna alkolik takipcisi icin ne demisti; " Tanri sevgisi icinde buyudukce, dusecek yanlis olanlar birbir. Neden ona ickinin zararlarini anlatayim ki simdi?"
Hatirlamak guzel, aynanin bugusunu siliyor. Hatirladikca zihinden inmeye basladim yavas yavas tekrar yerime, kalbime.
Kalpte resim bambaskaydi; annesinin yemeklerini yiyip obez olmak isteyen guzel arkadasim, annesinin askla pisirdigi yemekleri yedikce degisiyordu. Anne yuregiyle yapilmis enfes yemeklerdi cunku onlar. Yemek bile denmezdi isimlerine. Ne kadar cok yersen o kadar iyiydi. Anne mutlu olurdu. Anne oyle sevinirdi ki, ozledigi kizina, kalbini icine koyup pisirdigi yemekleri yedirirken, onun hepsini istahla yedigini seyrederken, iste o an, an dururdu, an ASK olurdu. Annenin gozunden babaya, babadan kizina, kizindan herkese gecen... ASK dolanirdi bedenlerde, adina yemek demisler, yemek bile denmezdi oysa ona.

Sonra gordum asanalari yaptikca temizlenene vucutlari, temizlendikce yenemeyen etleri, vucudun kabul edemeyislerini. Soylenemeyen beyaz yalanlari, dinlenemeyen kufurleri, yazilamayan yargilari, goruldu sanilan resimleri, perdenin ardindaki gercekleri.

Bir ogrendiysen bir paylasacaksin, kendine de saklamayacaksin, birine deger dokunur, belli olmazdi.

Ogrendim mi, yok oyle diyemem, anladim mi, o da degil. Gordum gonul gozuyle, kalbe indikten sonra.

Bir baska guzel arkadasim bir video yollamis, "little grandmother Kiesha'nin Zurich konusmasi". Diyordu ki zihinle yasamayi birakip kalple yasamaya baslamazsak, dunya cocuklarimiza kalmayacak. Bu dunyayi biseyler yaparak degil, sadece kalpten yasayarak ve SEVGI olarak kurtarabiliriz. Dunya anaya bunu borcluyuz.

Bir sonraki gun tesadufen Mooji cikageldi bilgisayarima.
Dedi ki; Bilincten bir parca olarak dogdun geldin. Biri sana isim verdi. Sana Uma dedi. Anlamaya calistin ne dediklerini ve benimsedin zamanla sen Uma'sin. Yillar gectikce iyice ogrendin. Simdi yolda yururken biri Uma derse, hemen donup bakarsin, seni cagiriyorlar diye.
Oysa dogdugunda bir ismin bile yoktu.
Simdi dusun, isminden onceki GERCEK SEN, BILINC'in kim oldugunu hatirlamasina ihtiyac var mi? Zaten biliyorsun kim oldugunu, su anda O'sun...

Iste butun bu ardi ardina gelenler sonucu simdi guzel guzel akiyorum. Gozlerimin ici guluyor. Disardaki herkesi davet ettim geri kalbimin icine, burda hepimize yetecek ASK var...

8 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

Evde barbunya var, uğra da sana da veriyim diyen bir annem var benim... O barbunyayı yerken ağladığım olmuştur :)

Sevgi sadece sözlerle ulaşmaz insana... Taşınabilir, yenebilir..ama asla şişmanlatmaz :))

teşekkür ederim...

guguk kuşu dedi ki...

evet yazdıkların birine değdi, dokundu hem de derinden.
yazdıkların şuaralar dışarıda ve zihnimde yüreğimde yaşadıklarımla çok eşzamanlı göründü bana.
utangaçlıkla ilgili yazdıklarına katılıyorum (tecrübeyle sabit) bu yüzden kimseden birşey istemeyip kendimi ruhumu bedenenimi inanılmaz yoran biriyim:D
gözümün dışa dönüklüğü cabası:D elbet gördüklerim ve vardığım sonuçlar yanlış değil belki ama önemli olan gördüklerimin doğruluğu değil benim hala gözümün dışarıda olması:D
başkalarına doğruyu söylemek!
bu konu da ayrı bir derya....inanılmaz bir kandırmaca mı yine? acaba zamansız söylemlerimiz defanslara mı sebep oluyor....söylerken ki amacımız ne? katılıyorum içimizde allah sevgisi büyüdükçe gözlerimiz zaten açılacak.
canım uma, yazın çok iyi geldi.

guguk kuşu dedi ki...

ayrıca yeni sayfanın rengi iç açıcı.

Uma dedi ki...

Brajeshwari'cim ben sana tesekkur ederim :) Sayende gorebildim incilerimi :)
Ayrica hep diyorum bu barbunya bence cok kutsal bir sebze. Ben de ne zaman barbunya ayiklasam birseyi farkediyordum yazmistim okuduysan :)
Guguk'cum hepimiz birbirimize ayna tutuyoruz. Onemli olan baskalarini degistirmek degil, baskalari ayni davranmaya devam ederken kendimizi degistirmek. Biz degisince de zaten dunya degisiyor :)
Ben de cok begendim blogun yeni halini, cayirlardan kainata uzanalim di mi :) Opuyorum guzel kizlarini. Cok sansli bir annesin sen. Ama cok bakma. Benim ne guzel kizlarim var da dememeye calis :) Onlar senin degil :) Onlari sana verdi Tanri, cunku en iyi sen bakarsin :)
Askla...

sufi dedi ki...

Yine canevinden vuran tesbitlerinle döktürmüşsün Uma'm. Esmadan müsemmadan geç, LA dan İlla dan geç ama "AR-dan da geç" derler bizim buralarda.Ardında kapı gibi benlik saklı çünkü senin de dediğin gibi.Annesinin yemekleriyle obez olmak isteyen neyse de annesine babasına dava açıp dövmeye kalkana söylenecek bir söz var mı ki?Benim de bugünlerde başımda böyle düşünen bir kızcağız var.Selamete çıkar inşaallah. ben seviyorum onu, yeter mi? sana da sevgilerimle.

Uma dedi ki...

Simdi Swamiji'yi dinledim. Icim Onunla dolu, yeter Suficim diyorum sadece. Sevgi ve Tanri'ya yer acmak ve Tanri'dan calismak her seyi mukemmellestirir.

Sen sev hep, her zamanki gibi :)
ASKla...

guguk kuşu dedi ki...

sevgili uma, şu sözün benim için bir mihenk taşı artık "herkes aynı kalacak ama sen değişeceksin" mola diyorum artık...sürekli aynı döngüden başım döndü yoruldum artık..değişmek istiyorum. hoşçakal.

Uma dedi ki...

Tanri yardimcin olsun :)