4 Ekim 2009 Pazar

Tanriyla mektuplasma 3

Sevgili Tanrim,
Neden disimizda oldugunu sandigim insanlar birbirleri ile konusurken ben icimden, sessizce onlari duzeltiyorum?

Tanridan sana,
Biliyorsun ki ne duzelten var, ne duzeltilen. Bunun da senin iluzyonun oldugunu deneyimleme zamanin. Sen onlari icinde de olsa duzeltirken gormeni istedigim, bu oyunun sonunun geldigi. Sen sadece beni, sadece sevgiyi kosulsuzca istediginde, gordugun manzara da bu olacak. Icine bak, duzelttigin kim? Hala bazi seyleri bilip bazilarini bilmedigine inanan bir sen olmasa, disarda bilmeyenler olmazdi ve sen bildigini sanmazdin. Sen herseyi biliyorsun ve gereken her bilgi ihtiyacin olan anda sana sunuluyor. Kendini kucumsemeyi birakirsan, baskalarinin bilgisizligini yargilamazsin.


Sevgili Tanrim,
Icim bombos. O kadar cok konusup yazdim ki seni simdi sessizce dizlerinin dibinde oturmaktayim. Basimi koydum ve dinliyorum o essiz sarkini. Ne diyorsun bu sefer?

Tanridan sana,
Bak, benim gozumle bak. Yildizlar sarki soyluyor, guller sarki soyluyor. Kufurler soyluyor, kuller soyluyor. Bitmeyen senfoni bu. Bildiginde bitecek saniyorsun, oysa bildigin sadece kim oldugun olacak. Ogrenecegin ise bu sarkinin hic bitmeyecegi. Her zaman bu oyun bitsin artik diyorsun. Ogreneceksin sonumun asla olmadigini. Elini kalbine koydugunda degdigin o titreyen yerdeyim. Ve otesinde. Orasi oyle kucuk gorunuyor ki sana ve oyle sinirsiz benim gozumle.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

İyi ki ikinci soruyu da sormuşsun. İyi ki bu cevap bana da gelmiş...


(Geveze...)

Uma dedi ki...

Kelebek bir yerde kanat cirpsa herkes etkileniyordu ya :)