4 Ekim 2009 Pazar

Tanriyla mektuplasma 2

Beyond our ideas of right-doing and wrong-doing,
there is a field. I’ll meet you there.

When the soul lies down in that grass,
the world is too full to talk about.

Ideas, language, even the phrase ‘each other’
doesn’t make sense any more.

"Yanlış ve doğru hakkındaki fikirlerimizin ötesinde bir alan var.Sizinle orada buluşacağım.Çimenlerin arasına uzandığımızda,dünyanın doğru-yanlış fikirlerinize ihiyacı olmadığını göreceksiniz. Fikirler, dil, ve hatta birbirimiz cumlesi bile hic bir anlam tasimaz." Mevlana

Sabah barbunya pisirirken (bu arada ya barbunya ayikliyorum ya pisiriyorum, goren baska bir sey yemiyoruz sanacak:) Mevlana'nin bu bolumunu Gloria'ya emaille yollayayim diye dusundum. Seminere gittim. Gloria size birsey okumak istiyorum diyerek bu bolumu okudu. Guldum :)
Seminerin sonunda bir arkadas beni cagirip, Gloria ile kendisine cevirmenlik yapmami rica etti. O sirada bize semineri ceviren arkadas gelmisti. Bir karmasa oldu, lutfen sen cevir, ben sen yoksun diye cagirildim dedim ama bir israr oldu ve ben cevirmek durumunda kaldim. Soyle basladi. Gloria'ya sorar misin Turkiye'deki Meryem Ana'nin yerinden haberdar mi? Gulmeye basladim yine, cunku ona Meryem Ana'yi nasil annem tayin edisimi anlatmak istemistim ilk seminer gununde. Icimdeydi ama gerek yok herhalde diye dusunmustum. Sonra bu arkadas Meryem Ana'ya giden arkadasina bir tespih ismarlamis. Bir suredir o tespihle geziyormus ama bir yandan da kendisine ait olmadigini hissediyormus. Sonra bu sabah "Tespihi ona ver, sahibi Gloria" demisler. Ona mesaj getirenler. Ve tespih Gloria'ya gitti... Annemdendi...

Hiç yorum yok: