Ne zamandir birikiyorsun icimde. Yazacak kadar cok degildin, sonra an geldi yazamayacak kadar cogaldin, susturdun beni. Nelerden etkilendim, neleri istedim, neler beni kamciladi hic animsamasam da o zamanlar farkindaydim bu gelisin. Geliyordu yoklugun. Elimin degdigi, gozumun gordugu yerde olmadigin gercegi geliyordu yuksek volumlu ayak sesleriyle. Duymazliga gelmek hic isime gelmezdi, duydum.
Bilincim en sig noktasinda falcinin karsisinda, bilincim en ust noktasinda Aska denk, Pir'in huzurunda. Fark nerede? Sen nerede?
Bir guzel kardesim var Hindistan'in bana verdigi hazinelerden biri. Yolladi senin dunyadaki fotografini. Sevinemedim bile gordugume. Icimdeki karanlik, karalik oyle kaplamisti ki gozumu gonlumu. Gormemisti gozlerim seni 2 yildir. Duymamisti kulaklarim seni o zamandan. Fotografin dusmustu email kutuma, gelmiyordu nicedir yazdigim emaillere cevabin. Aci icinde kivraniyordu karnimin oralarda birsey. Kalbim elleri agzinda hayretler icindeydi. Bana hatirlatmaya calisiyordu, Seni gonlumde nasil duydugumu, nasil konustugumuzu, nasil Bir oldugumuzu. Karnimin oralarda birsey guluyordu. Oyle cok yanlis yaptin ki, atildin sen diyordu. Artik O'nun yolunda degilsin. Yol'da degilsin. Guluyordu. Simdi yazarken animsiyorum. 20 sene oncesini. Soylenmisti ayni sozler baska dillerden. Icsellesmis yillar sonra, sekil degistirmis, temizlenmeye gelmis.
Aci icinde uzandim yatagima. Haketmiyorum O'nu. Bu karanlik icinde nerden bulurdum isigi. Kalbim biliyordu, yine sessizce fisildadi. En karanlik en aydinligi tasir icinde. Varligi gibi yoklugu da O. Duyduklarima kulak tikiyordum durup durup. Yazdim butun karanligimi email denen teknolojiyle Sana. Yazmasam sanki bilmeyecekmissin gibi, yazarken Sen olup okumaya calisarak yazdim. Her kelimede utandim, utanisima guldum. Kimdim ki? Agladim gozyaslarim yoruluncaya kadar, sonra uyumusum. Gecenin orta yerinde uyandigimda titriyordum. Butun vucudumu soguk bir buzla geziyordu sanki biri. Donuyordum. Bir santimetre kolum acik kalsa titriyordum zangir zangir. Hastaneye gidelim dedi esim, yok dedim, hasta degilim. Biliyordum, hastaydim uyumadan once ve simdi iyilestiriliyordum kokusmusluklarimdan. Usudum uzunca bir sure, sonra yanmaya basladim. Atesim sanki 43 gibi yakiyordu, baktigimizda 38 di sadece. Yakiyordu. Yakip temizliyordu. Iyilestiriyordu. Sabah uyandigimda sakin ve huzurluydum. Utanmis halimi affetmis, dinlenmedeydim.
O gunden beri gunler gecti. Yazmadigimi farketsem de yazacak hicbir seyim yoktu. Var'dim sadece. Ne oyle ne boyle, akilmasi gerektigi gibi akiyordum sadece.
Bugune kadar.
Bugun babamin olum yildonumu. Hicbir baba gibi degil o, ben de babasini kaybetmis hicbir kiz gibi degilim bugun. Anlaticak HICbirseyi olan bir gun bugun. Diger gunlerden hicbir farki yok tarihin 12 Temmuz olmasi disinda. Animsadigimda Tanri'nin varligina sukrettigim diger anilarimdan biri sadece babamin ölümle beni bekleyisi, sonra gocusu. Mucizelerle dolu bir gun. 12 Temmuz 2003. 6 yil gecmis ustunden. Un helvasi yapilir, elim gitmedi yapmaya. Karpuzu cok severdi, guzel bir karpuz kestik yedik. Ogretilmis bir sozle, ruhuna gitsin dedik.
Sonra nicedir okumayi erteledegim bir yaziyi okudum. Advaita ogrencilerine yonelik bir kitapcik. O'nun birligini, O'nu, Huzuru, Hareketi, Ego'yu anlatan bir kitapcik. Kisa, kucuk, oz, koklu. Bir yandan okurken bir baska yanim O'na email yazmaya basladi. O utanc dolu gunden bugune nasil da degistigimi seyrederek yazdim kelimeler kelimelere eklendi hayalimde. Rama ve Hanuman'i hatirladim. Hanuman'in Rama'ya olan Askinin uc kademesini animsadim. Birinde nasil onun hizmetkari, digerinde nasil Aski ve en sonuncusunda nasil O oldugunu. Seni dusundum. Onunde oturup Seni dinledigim gunleri. Her kelimende beni nasil donusturdugunu. Nasil hizmet ettigimi. Nasil arkandan geldigimi, nasil her kelimenle yasadigimi. Sonra zaman icinde seni nasil icimde konusurken duydugumu, nasil sana sorup cevaplari aldigimi. Nasil icimi doldurdugunu. Sonra ben'den gecerek nasil Sen konustugumu, nasil benim kucuk sesimin silinip gidip, Senin sesinin ciktigini animsadim. Icimden haykirdim. Sesimi sil bu dunya ustunden, bir tek Senin dilin konussun, bir tek Senin kulagin dinlesin diye. Email taslak olarak hazirdi iste, kafamda bu sekilde. Ve o sirada bir baska ben guldu, hani Bir'diniz? Bir'iz demek icin yine oturup O'na email mi yaziyorsun? dedi. Ve icimdeki diger ben biliyordu bu hicbir zaman gitmeyecek bir emaildi. Ve herkes konustu, sonra herkes sustu. O geldi. Evin her yaninda goruldu, duyuldu. Konusurken gozyasi oldu tasti gozlerimden, gonlumu agir agir kavurdu. Bugun okudugum kitapcikta diyordu ki, "bu dunya sadece icinizde Tanri Inancini yaratmak icindir".This world is meant only for creating faith in you.Bu gune kadar gecen hayattan kareler toplastilar birden gozumun onune. Hangi yoldan atilmak dedi/m. Ancak daha da saglamlasmak icin-di.
Sen, bugun Ben, sana isim vermisim gozumun onunde Ol istemisim.
Swamiji...
Ismin silinip, gozum gormediginde herzamanki YERINDESIN....
2 yorum:
Senden sana akan sözlerin, içinde biriktirip biriktirip sığdırmak için yer ve mekan açtığın, ne kadar boşalırsan o kadar dolduğun, hakettiğin akışa AŞK olsun Hümam...
İyi ki bu yürek yakan,aşka düşmüşüz!Sendeki sana niyazlarımla.
Ben de senin; "Sesimi sil bu dunya ustunden, bir tek Senin dilin konussun, bir tek Senin kulagin dinlesin" duanın tekrarını yapıyorum şu an bu fakir gönlümle.Sevgilerimle.
Dua ettirenin vardir bildigi diyorum :)
Yorum Gönder