2 Mart 2011 Çarşamba

Herkes gider Mersin'e

Evet ben giderim tersine...

Neyiniz var diye soruyorum, blogumu kapattilar diyorlar. Allah daha buyuk aci gostermesin insallah diyorum, yuzume bakiyorlar, ben de onlarin yuzlerine.

Yalan mi soyledim simdi, Allah daha buyuk aci vermesin!
Blogunuz kapanmis
Artik yazamiyorsunuz istediginiz gibi
Yapanlara karsi baskaldirmazsaniz daha da ezecekler basinizi...
Boyle biliyorsunuz cunku boyle ogrettiler bize.
Cok sarilma simartirsin, cok susma tepene cikartirsin, cok verme birakip gider. Ogretiler yalan yanlis. Ama hepsi O'nun plani. Reddettigim kanisina varilmasin.
Yanlislardan gectik, artik buyume vakti geldi ama diye dusunuyorum.
Tanri her an kucuk kucuk derslerde bakiyor bize ne alemdeyiz.
Kucuk kucuk derslerle uyanmamizi diliyor belki de.
Dun dinledigim bir konusmada muhtesem konusmaci, "Ben sizin yanan demiri yalayarak ogrenmenizi dilemedim" demistir Allah'u Teala diyor. O bize kucuk derslerle ogretiyor, zamani geldikce. Dersimizi aldik aldik. Almadik, ders daha da zorlasiyor. Sinifta kalinca ogretisi pek bir aci oluyor. Sonra bir de donup Allah'im yardim et diye dua ediyoruz. Ediyordu zaten basindan bu yana. Gafletimize bakiniz.
Simdi ben cemberin disindayim, bana da ders veriyor ben baskalarinin derslerini ogrenip ogrenmediklerini seyrederken. Neye ne kadar bagimlisin diye soruyor Tanri. Aliyor elinden birkac gunlugune bakiyor, ne kadar bagimlisin?
Al Tanrim, zaten Sen vermistin, al Tanrim, zaten Sen yaziyordun diyebiliyor muyuz? diye.
Sen yurtdisindasin seninki kapanmadi diye boyle rahat konusuyorsun iste dediler, kimisi iclerinden. Bagimli olmadigim icin benimki kapanmadi.
Peki ben neye bagimliydim.
Esim dun geldi dedi ki soyle bir proje daha var. Birden itiraz ederken buldum kendimi. Calis hayatim, sabah saat 8 dene gece 12'ye kadar. Bu kadar cok calisirsan erkenden oleceksin, kazandigin paralari da ben harcayacagim dedim son noktayi koyarken de. Cok calismak zorunda oldugumuza inanmiyorum. Tanri'nin her haneye rizkini verdigini biliyorum ve inancim tam bu konuda. Ister altin al, ister dolar sat, ister hisse senedi. Bu eve ne kadar para girecekse o kadar girecek su veya bu nedenle. Bir diger zaafim da patladi konusma ya da vidi vidi sirasinda. Benim aksamlari seninle olmaya ihtiyacim yok mu saniyorsun ? dedim. Sonra durdum biraz, baktim soylediklerime, dinledim, gordum. Oyunun diger parcasini oynayan, Tanri'nin bu hanenin ozellikle maddi ihtiyaclarini karsilamasi icin kullandigi arac esim. Icinden ne hissediyorsan o dogrudur dedim. Su anda, bu donemde ekstradan cok calisman gerekiyorsa, o da O'ndandir.
Sana ihtiyacim var cumlesi ezberimden cikmisti. Psikolog kuzinimle konussak mesela, guzelim tabii ki sen de insansin, senin de iletisim kurmaya ihtiyacin var, kendini ifade etmeye, konusamaya derdi. Oysa ben oyle hissetmiyordum artik. Oyle hissetmedigim halde toplumun ideal ailede olmasi gerekenler maddelerini uygulamaya calisiyordum. Oysa asli oyle degildi ki isin.
Bugun soyluyorum:
Esimin ici rahat olmali, icinden ne hissediyorsa onun pesinden gitmeli. Cunku kalbimizdeki heyecan O'nun rehberligi. Duymamiz, takip etmemiz lazim.
Esimin oyununa karismaya hakkim yok yalandan hem de.
Iste ezbere davranislarimizi yakalamak oyle zor ki. Hele de herkes ayni seyleri evetleyip, ayni seylere itiraz ederken. Dersin ilk asamasinda Tanri'nin sesi cok kalabaliklar icinde cok derinlerden gelerek oluyor. Sonra sesler azalip dersin siddeti artiyor. Ama icinde sakli Tanri hep ayni.
Cemalnur Sargut'un bir konusmasini dinledim gecenlerde.
Kizini kaybetmis. Buyuk bir aci yasamis. Annesi "secde et" diyor.
"Oyle yaniyor ki yureginiz, evlat bu," diyor. Sonra ekliyor. "Ama yuce Rabbim o yanan atesin icine saklamis huzurunu." "Simdi bana evladimi kaybettim diye gelenlere, elimde olmadan ohh ohh masallah, diyorum" diyordu.
Allah buyuk acilar yasatmaya gerek biraktirmasin. Bu dunyaya kariyer yapmak, istedigimiz gibi yasamak, istedigimiz evde oturmak, cok begendigimiz arabayi kullanmak, fakire fukaraya yardim etmek, Guzin Abla olmak, 50 yasinda 60 kiloda olmak icin gelmedik. Yetmedi mi hepimize! Yeterince kaybetmedik mi kendimizi!
Hem de oyle bir kaybettik ki, iste burda, surda, gosteriyorum goruyor musun, Tanri'yi bile goremez olduk. Vay halimize...

2 yorum:

nilüfer dedi ki...

gittiğin yerin ters olduğunu kim söylüyor; toplumsal bellek..sen kendince gidersin çünkü Hakk "gel bana" der sana, iyi ki de der..

Uma dedi ki...

canimsin sen benim :)