Bayram tatili oncesi, havaalani yolundayiz. Yolun solundaki gri bulutlari gosteriyorum Mira'ya. O gri bulutlarin oldugu yere yagmur yagdigini soyluyorum, ustune konusuyoruz. Mira'nin yagmurla ilgili kitabi var, minik kitap ezberinde. Yagmur evleri yikadi, agaclari yikadi, cevre tertemiz oldu diye tekrar ediyoruz ezberindeki kitabi. Yagmur bilgimizi pekistiriyoruz. An durdu yine baktirdi beni bulutlara. Simsiyahlardi bulutlar, korkutucu gorunuyorlardi uzaktan ve karanlik ama buyuleyici bir guzelligi vardi. Kotu olaylarin ust uste geldigi donemlerde soylenen sozu animsadim. Basinda yine karabulutlar geziyor. Oysa karabulutlar yagmur yagacagi icin geziyordu ve temizleyecegi icin. Hep biliyordum ama yine yeniledim bilincimden gelen goruntuyle. Kara bulut geliyordu, digerlerinin kotu diyecegi olaylar oluyordu, sonra yagmur yagiyordu ve temizliyordu.
Sukur gelen butun kara bulutlara. Devaminda yagan yagmura, arada sizan gunes isigindan dogan gokkusagina... Sukur bana gosterilen o tabloyu goren goze, gozu verene....
2 yorum:
Aldı yükünü kara bulutlar toplayıp toplayıp gürleyip yağdı tüm Anadoluya.Ama en çok da İstanbul'a vurdu sularını fırtına ve rüzgarın eşliğinde.Toprak mı talep etmişti suyu, su mu toprağa kızgındı?Bence hiçbiri orada bir ders vardı ki tabi anlayana!Ayamayanları aydırmaya.Sevgilerim Hüma kuşu ve Iraz yani Mira'ya.
Ismini ne kadar anlamli koydurmus di mi, ayamama...
Yorum Gönder