14 Mart 2009 Cumartesi

Bebe-erkil ev

Gecen gun bolume gittigimde iki hoca konusuyordu. Biri kizlarinin dogdugundan beri sabah 5 de kalktigini ne yapsalar bunu degistiremediklerini, digeri de cocuklarinin istedikleri seyleri kendilerine nasil yaptirttigini anlatip gulusuyorlardi. Olaylarin ustunden zaman gecince anlatirken insanlar ne kadar da rahat olup, kahkahalar atarak o gunleri yadedebiliyorlar.
Bizse bugun "bitmis" durumdayiz. Mira bizim tozumuzu attirdi.

Bizim ev tam manasiyla bir bebeerkil duzende isler. Hersey Mira'ya gore duzenlenir. Sabah o uyandiginda uyaniriz, kahvalti onun aciktigi saatte yenir, sonra onun istedigi oyunlar istedigi gibi oynanir, sonra oglen yemegi zevkine gore hazirlanir, sonra oglen uykusu zamani geldiginde eger onu uyumaya ikna etmeyi beceremediysek, yani neden uyumasi gerektigine ikna olmadiysa bir tur aglama seansi baslar. Diyelim ki uyudu bu sefer de uyandiginda keyfi pek yerinde uyanmamis olabilir ve onun keyfini yerine getirinceye kadar kirk takla atilir, beceremediysem yine bir baska aglama seansi yasanir. Es kaza istedigi bir seyi istedigi sekilde yapmayalim, onun zararina oldugu icin veya dogruyu ogrenmesi adina, bir baska aglama seansina hosgeldiniz.

Bugun ben ders calisirken, esimle Mira oynuyorlar. Benim bir kulagim da onlarla salonda. Mira sandalyeyi istedigi gibi duzeltemedigi icin hircinlasiyor, esim guzelce izah etmeye calisiyor. Ama sandalye hala ayni sekilde. Vayyy efendim nasil oyle! Mira baslar aglamaya... Bir aglama seansi basladiginda onu susturmak icin ikinci istedigini yapmak zorundasinizdir. Yani sandalye yamuk diye agladi ya, sonra anne gel diye aglamasi devam ettiginde ben gitmek zorundayim yoksa bir 10 dk uzama yasanir aglama suresinde. Sonra o oldu ya, Mira susmaz sanildigi gibi, bu sefer de mesela bana elma ver der aglayarak. Ben aglayarak birsey yapmayi ogrenmesin diye "once sus oyle" demeye kalktim mi, aglama suresi bir 10 dk daha uzar. Ve bu oyun gercekten boyle uzar gider. Sonu var midir? Tabi vardir, sonu benim bittigim andir. Benim tukenip avaz avaz bagarmaya basladigim andir. Bu seanslar 3-10 gun arasi sabrima gore uzar. Ama en son bir yerde patlarim. Patlamamin sonucunda hep kendime yuklenirim, esim de bana. Ben soyle yapmasaydim, sen soyle yapmasaydin cumleleri. Kifayetsiz kalir her aciklama. Yenik dusmus, bagirmisimdir. Neden bagaramadigimi bulamiyorum, neden aglamaya bu kadar hassas oldugumu da. Bulsam Mira aglamayacak biliyorum. Bugun esim, "Mira herseyin farkinda, herseyi biliyor, sadece yapmayi tercih etmiyor" dedi. Ben de "ayni bizim gibi" dedim. Biz de oyle degil miyiz? Neler yazip, neler ciziyor, dost sohbetlerinde neler neler ahkam kesiyoruz. Is uygulamaya gelince. Hadi bakalim Uma! In kalbindeki sevgiye, asil simdi cikar sevgiyi, bak olaya sevgiyle. Basarabiliyor musun? Su anda hayir. Maalesef hayir. Butun bunlari benim yaptigima da inanmadigim icin, ben su anda ailecek bu surecten bu sekilde gecmemiz gerektigine inaniyorum. Herkes payina duseni alacak.

Bugunku ilk seans aglama, 30 dk kadar surdu, bir biri ardina eklenen pazarliklarla, en son ben agalayacaksan odana git dedim. Daha cok agladi. Ben kendimi mutfaga kapadim. Daha cok agladi. En sonunda cikip yine susmasi icin ve beni mutfakta birakmasi icin bagarinca, karsi komsu gelip kapimizi caldi. Evde bakici var cocuga kotu davraniyor sanmis. Ofkem daha da katlanarak buyudu. Taciz edilen bizken, komsular bizim Mira'ya zarar verdigimizi dusunuyordu. Baskalari benim hakkimda yanlis dusunuyordu!!! Oysa ben nasil soyle boyle bir insan, anne vs vs dim.
Dun Swami Chidananda'nin iyilikle ilgili cumesini yazmistim. Biz Mira'ya iyilik yaptikca o bize bedel odetiyor gibiydi. Gun icinde gormustum bu linki, simdi yazarken daha iyi gorunuyor. Mira da bizi temizlemeye gelen meleklerden iste. Olay yasanirken disinda kalabilmek ne kadar zor...
Sakinlesme zamanlarinda bunu ne kadar cok kalbimde hissedersem, firtina zamanlarinda bunu animsayip sakin kalmak o kadar kolay olacak. Temizlik hergun her an devam ediyor. Sen ister hazir ol, ister olma.
Bugun guya ders calisacagim, 1 saat ancak oturabildim. Ama bu duzeni kim kurdu, vardir bir bildigi. Teslim oluyorum. Senin dedigin gibi olsun... Her zamanki gibi.

P.S Ne zaman icimde o dunku dev uyansin, ne zaman kenidimi ekstazi halinde bulayim, ne zaman olagan disi dinginlik icinde kalayim, hic gecikmez hemen sonrasi boyle bir firtina kopar. Simdi bakiyorum, derine indikce nasil da camurlar yuzeye cikip suyu bulandiriyor...

3 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

Hay allah baya yormuş seni bu yumurcak. ben de iki kız annesiyim, biri 14 diğeri 12 yaşındalar. Ama okuduğum tarzda şeyler hiç yaşamadığım için şaşırdım, düşündüm acaba neden diye.Acaba gün içerisinde sizi çok mu özlüyor. ve bunun hıncını çıkarıyor diye düşündüm. Ama açıkçası akıl vermek mümkün değil böylesi tecrübelerim hiç olmadın. Bilmem ama 2. bebek zamanı mı geldi ki?:)

Uma dedi ki...

Mira'ya hamileyken ruyamda Amma'yi gormustum, (huging mom) Bana dunyevi ve de ruhani anlamda cok zor bir kizin olacak cunku cok gelismis bir ruh demisti. Cok zor sagolsun kendisi :) Bizim minik gurumuz o evdeki :) Ikinci mi neee demek isterdim, ama Tanri'nin isine karisilmaz :)
Mira'nin bu durumunda tek cocuk olmasi kadar, aslan aslan aslan aslan aslan olmasinin da payi buyuk :))) Yani 12 evin 5 i aslanda:) Allah neylerse guzel eyler... Dusunceleriniz icin tekrar tesekkur ederim :)

sufi dedi ki...

Sevgili Umam
bu yazını daha önce okudum ama bir türlü yorum yazamamıştım bir daha okudum.Allah seni ne kadar seviyor onu daha iyi gördüm.
İlk ve ikinci torunum benim de yanımdaydı.Anne ve babaları yurt dışında.Anneleri benim yol kardeşim inanılmaz şeyler yaşadı senin Mira'n gibiler onlarda ağlayarak ifade ediyorlar.Biri diğerini uyandırıyor.Uyumaları saatleri buluyor, çoğu zaman da göz yaşıyla.Üzülmemek mümkün değil.Ama sadece anne ve babalarına yapıyorlar.Bunların hiçbirini bana yapmadılar en fazla onbeşdakikada uyuttum,ağladıklarında anlamıyorum sizi dedim.Sustular.Yemek yemek yerine çeşitli çikolatalarla yetinmelerine rağmen benim yanımdayken herzaman yemekleri bir seremoni ile hazır olduğundan, yemek sonrasına kaldı çikolata istekleri.Hayır dememeye çalıştım onlara.Sabahın 5 inde uyandıklarında ise sert bir dille daha kuşlar bile uyanmadı hemen uyuyorsunuz dedim, uyudular,Mutluydular ama
ne zaman anneanneye teslim ettim geri döndüm ve arkamda bir feryat koptu onu da son yazımda anlattım.Pirime neden az uyuyorlar diye sorduğumuzda pirim " ben uyuyor muyum ?"demişti.Onlar bizim öğretmenlerimiz daha öğrenecek çok şeyimiz var sanıyorum.Sana ve öğretmenine sevgilerimle dilek.