Mira'nin dogumunun ustunden tam 18 ay gecmisti. Asilarinin yapilmasinin ardindan bir bulanti, kusma basladi. Basireti baglanmak deyimini hep duyarim, arada bana da olurdu. Ama hic o geceki gibi degildi. Gece uyandiginda Mira'nin atesi vardi ve mizildaniyordu. Yanima getirdim, sarildik yattik. Kis, kombi yaniyor, iki kat yorgan altinda o ve ben. Bir tarafim kalksana yataktan kizin atesi var ustunu soy diyor, diger yanim sagir gibi konusana bakiyor. Uykum hic yok. Yataktan kalk desen firlayabilirim o kadar uyanigim. Ama ustumde biri oturuyor sanki. Esim odasindan bir bant getirdi, basina koyalim atesi duser belki diye. Bir tarafim avaz avaz bagiriyor. Kalk soy kizi atesini dusur, obur tarafim tumden felcli gibi hala. Mira birden kalkti yataktan, emekler gibi yuzunu yataga dondu ve sallanmaya basladi. Ilk havalesini gecirdi. Ben havale nedir hic bilmezken, Mira kollarimda öldü sandim. Gozleri kaydi, yuzu ve vucudu morardi. Ben bogazina takilan seyi cikaramadigim icin o kollarimin arasinda öldü sanirken, bir sey beni banyoya goturdu, Mira'yi dusa soktu, sonra sarilip ayilmasini izledi. Sonra da melekler gibi uyuyusunu.
Hayatimin belki de en onemli anlarindan biriydi. Ne kadar caresiz oldugumu bu kadar acik gorebildigim baska bir an yoktu. Hicbir seyde kontrolum yoktu. Var saniyorduk hep ama iste gormustum gozlerimle, yuregimle tumden yasamistim, yoktu. Tanri o gece bir mucize yasatmisti bize. Mira'yi almadan, onun bedeninin gidisinin ne oldugunu gostermisti. O kollarimda morarmis, gozleri geriye donmus dururken, asil sevdigimin o beden olmadigini gormustum. Asik oldugum onun icindeki Can'di. O'ydu. Hersey O'ndandi. Allahtan boyle oldu diyorduk lafin gelisi, ne gelmiyordu ki!?!
Eger bugun Mira burda bizimleyse, sukrediyorum Allah'a onun gibi bir cocuga annelik etme sansi verdigi icin bana. Eger alacaksa geri, sukrediyorum bize yasattigi guzel gunlere ve ogrettiklerine....
Simdi aklima Halil Cibran Ermis adli eserindeki misralari geldi, eklemeden edemedim...
Sonra yavrusunu gogsune bastirmis bir kadin soz aldi ve bize Cocuklardan soz et, dedi. Ve El Mustafa yanitladi.
Sizin diye bildiginiz evlatlar gercekte sizlerin degildirler,
Onlar kendini ozleyen Hayat'in ogullari ve kizlaridir.
Sizler araciligiyla dunyaya gelmislerdir ama sizden degildirler.
Sizlerin yanindadirlar ama sizlerin mali degildirler.
Onlara sevgininizi verebilirsiniz ama dusuncelerinizi asla.
Cunku onlarin kendi dusunceleri vardir.
Onlarin vucutlarini barindirabilirsiniz ama ruhlarini asla.
Cunku onlarin canlari gelecegin sarayinda oturur ve sizler duslerinizde bile orayi ziyaret edemezsiniz.
Kendinizi onlara benzetmeye calisabilirsiniz ama onlari kendinize benzetmeye calismayin hic.
Cunku hayat ne geriye gider, ne de gecmisle ilgilenir.
Sizler evlatlarin birer canli ok gibi firlatildiklari yaylarsiniz.
Yayi geren sonsuza acilan yolda kendine bir hedef edinmistir ve oklarini en uzaga eristirebilmek icin kendi gucuyle sizleri gerer.
Yayi gerenin elinde seve seve bukulun.
Cunku oku atan O guc, uzaklasan oklari sevdigi kadar elindeki saglam yayi da sever.
1 yorum:
ayni donemlerde ayni korkulari yasamisiz. kotu bir deneyim ama bize iyi anlamda kattiklari cok fazla. bir daha yasamayalim ama. hiz birimiz.
Yorum Gönder