20 Eylül 2013 Cuma
Stanford Hapishane Deneyi
Sosyal Psikoloji dersi almaya basladim bir kac hafta once. Olaganustu bir programdi, cok zevk alarak yaptigim seylerden biri oldu acikcasi. Cok sey ogrendim, cok emin oldugum seylerin yanlis oldugunu ogrendim. Fakat butun kurs boyunca beni en cok etkileyen Philip Zimbardo'nun 1971 yilinda Stanford Universitesinde yaptigi hapishane deneyi oldu. Deney rastgele secilmis kisiler uzerinde yapiliyor. Gazete ilaniyla geliyor denekler. Hicbirinin psikolojik tespit edilir sorunu yok deneye baslamadan once. Bir kisim universite ogrencisine mahkum rolu, bir kismina da gardiyan gorevi veriliyor. Her iki grup da cok kisa surede rolune adapte oluyor. Aslinda 2 hafta surmesi ongorulen deney sadece 6 gun devam edebiliyor. Zimbardo'nun o donemdeki kiz arkadasi, simdiki esi olan kisinin, sen cilginsin demesiyle Zimbardo'da kendisinin hapishane yoneticisi rolune kendini kaptirdigini farketmesi, gardiyanlarin sadistik davranislar sergilemeyi gelistirmesi, mahkumlarin ciddi psikolojik sorunlar yasamasi neticesiyle iptal ediliyor. Sadece deneye katilan ogrenciler degil, ogrencilerin ailelerinin de Zimbardo'ya yazdiklari mektuplarda bu oyuna nasil da dahil olduklarini izlemek son derece sasirticiydi. Mesela bir annenin mektubunu su numarali mahkumun annesi diye bitirmesi orneginde oldugu gibi.
Konuya iliskin videoyu seyretmem bittiginde bayagi bir sure kendime gelemedim. Sadece 6 gun surmustu deney. Deney oldugu biliniyordu. Denekler gonullu gelmislerdi. Herkes bunun iki hafta icinde bitecegini biliyordu. Ama butun bunlara ragmen herkes aileler dahil, deneyi hazirlayan Zimbardo dahil herkes rolune kaptirmisti kendisini.
Bir onceki yazida da yazdigim gibi hayat boyunca istedigimiz veya istemedigimiz pek cok rol veriliyor oynamamiz icin. Kendimizi ne kadar bu rollerle eslestiriyoruz? Kendimizi ne kadar kaybediyoruz oyunun icinde? Annelik rolu verilmis simdi, bu rolu nasil oynuyorum? Bu rolum biterse kim kalacagim? Ya da evlat rolum. Babam vefat etti, annem vefat ettiginde ne olacak rolume? Bu rol oynanirken neler ogreniyorum?
Hapishane deneyini ilk terkedenlerden biri daha sonra psikoloji okumayi secmis mesela. Cunku kendisinin bu kadar zayif oldugunu bilmiyormus o gune kadar ve o gordugu delirmenin ince cizgisinin ne oldugunu anlamak istemis, daha derinden ogrenmek istemis.
Biz rollerimizi oynarken, kendimize dair neler kesfediyoruz?
Cok anlatacagim sey yok. Eger deneyi seyredebilirseniz seyredin. Sonra mumkunse Das Experiment'i seyredin. Bu konuya benzer birbaska deneyden esinlenmis bir film. Ve sonra siz de yatirin rollerinizi masaya. Bakin tek tek. Kendinizi rolunuze cok kaptirmis olabilir misiniz? Anneyseniz herkese annelik mi yapiyorsunuz benim gibi? Veya belki de ogretmensiniz, ve isinizden sonra da ogretmekten alamiyorsunuz kendinizi. Bakin iste. Mikroskop altinda. Sonra rollerinizi bir yana birakip, Ben Kimim diye sorun? Bu rolum olmasa nasil biriyim? Ona da bakin uzun uzun. Sonra onu da birakin eger yapabilirseniz. Sonunda ise kalan gercekle basbasa kalin, ASKla..
PS. Konu uzerine baska bir okuma yapmak isterseniz http://dunyalilar.org/standford-hapishane-deneyi.html
Kardesim diye ciktim yola
Hayatta hicbirsey tesaduf degil. Sahip oldugum aile, okudugum okullar, flort ettiklerim, esim, cocugum. Hepsi ozenle hazirlanmis tarifler. Tam benim icin. Tam benlik.
Bu cumleden soyle bir yanlis anlasilmasin. Tam benlik, hmm agzima layik uslubunda degil. Tam benlik hatta tam tersi, bu hic benim agzima layik degil.
40 yasini devirmisligin, 10 yildir Tanri'nin eteklerinin dibinde oturdugunun bilincinde birinin ellerinden dokuluyor bunlar. Ne yasarsa yasasin donup dolasip dogru yere baglayan degil, baglanan kisinin ellerinden.
Blogu okumuslar bilir, bir kizkardesim var. Bosanmis bir anne babam. Alkolik babam, iskolik annem. Kanserden vefat etti babam. Annem sag, saglikli, huzurlu cok sukur. Kardesim dogdugunda ben 9 yasindaydim. Bir kopegin sokaktaki civcivleri evlat edinmesi gibi, bilmeden evlat edinmisim kendisini. 10 yil annemin calismak zorunda olmasi nedeniyle gereken her ortamda ablalik degil annelik yaparak buyudu kardesim. Benimse cocuklugum annelik yaparak gecti. Sunu yapabilir miyim anne? Yapamazsin kardesine bakman lazim. Buraya gidebilir miyim anne? Gidemezsin kardesini uyutacaksin. Olmaz kardesin var, hayir kardesin var, olmaz kardesini alacaksin. Cocuklugum boyunca duyup da icime yer etmis, yara etmis onemli bir cumle. Belki annem o seyleri yapmami istemiyordu ve kardesimi bahane ediyordu. Belki o yapmak istedigim seyleri tam da kardesim var diye yapamamistim. Bilemiyorum. Bildigim ofkeliydim, hem de cok. Cok uzun sure. Hem anneme hem kardesime. Hem daha cok seviliyor ilgileniliyor, hem de benim butun cocuklugumu caliyordu. Simdi bu senaryodan disari cikiyorum. Oyle miydi? Inanmayacaksin ama oyle olmadigini daha bu hafta anladim!
Damlaya damlaya gol oldu, ben mutluluk hedefimin pesinde bir yolcu, evi terk ettim 20-21 yaslarinda. Kardesim 12 yasindaydi. Arkamdan sevgilisi terketmis kiz gibi ayrilik sarkilari dinleyerek aglamisti. Iki tarafim vardi. Biri artik hickimseyi gormek istemeyen ve tamamen uzaklasmak isteyen. Digeri de ben cikip kurtulmaliyim burdan ki kardesimi de kurtarayim diyen. Annemden kardesimin aylar once adet oldugunu duydugumda bir telefon konusmamizda, ofkeden delirmek uzereydim. Nasil bana haber vermemisti! O benim kizim gibi, bunu bana nasil haber vermedin diye haykiriyordum. Sonraki yillar bana hep ayni tokadi atti hayat. Bir yanim beni ilgilendirmemeli diye uzaklasmaya calisirken, diger yanim o benim kizim gibi bagimliligini pekistirmeye devam etti. Bu bagimlilik hastalikli ebeveynlere donusmeme neden oldu onunla iliskimde. Ben sacimi supurge ettim senin icin, sen simdi bana boyle mi konusuyorsun, sen bana boyle mi bakiyorsun, sen bana boyle mi davraniyorsun'lardan alamadim kendimi. Ote yandan ben ailenin disindaydim, oyle yasiyordum. Kendimi taa dibinde iclerinde hissetmeme ragmen ve butun iliskilerimi oyle kurmama ragmen bir nedenle onlarin gozunde belki de fiziksel olarak disarda olmam icerde olmama engel oluyordu.
Simdi yine disari cikiyorum. Ben kendimi kurtarmak icin disari cikmistim ama bunu anlayacak biri yoktu arkamda. Arkamda 12 yasinda kucuk bir kizi evde tek basina birakmistim. Babasizdi, annesizdi, simdi bir de ablasiz kalmisti. Kimsesi yoktu. Yemegini de kendi hazirliyor, okula da gidiyor, gelip sokaga da kendi cikiyordu. Ya da evde kendi basina bekliyordu annemin gelisini. Hayat onun gozunde boyle sekillenerek buyuyordu.
Simdiki zaman: Gecen hafta ben iki hafta icinde evlenecegim dedi. Cocugum, kocam, sorumluluklarim ve yapmak istediklerim. Hepsi geldiler yanibasima. Gelemem kizim okulda, kizimsiz gelmek istemiyorum cunku teyzesinin dugununde olsun istiyorum. Uc gunlugune sadece dugun icin gelmek istemiyorum. Istemiyorlarla dolu bir dolu cumleydi. Ama asil altinda yatan dert baskaydi. Birincisi annesi gibiydim yine. Yanlis karar vermesini istemiyordum. Korktugu icin yanlis adimlar atmasini istemiyordum. Ikincisi dusunulme sirasi bana gelmis olmaliydi. Sunu yapabilir miyim diye soran annemin simdi hayir kizim simdi evlenemezsin ablan gelemiyor demesi lazimdi. Veya kardesimin ablam benim icin cok sey yapti bugune kadar sira bende, o bana soylemisti taaa seneler once haziranda gelebilirim diye, evlenecegim cocuga bunu soylemeliydim demesi lazimdi. Ofke dolu saatler, gozyaslari, hararetli konusmalar. Aglamaktan soguyan kalbim. Ve dustum. Cemberin disina dustum.
Kurban bayrami geliyordu bu bayramda "ablaligimi" kurban edecektim. Kardesim bu bencil davranisiyla bana verdigi degeri/degersizligi gostermisti. Ben de artik kendimi iyice korumaliydim bu acilardan.
Dustum.
Cemberin bir daha disina dustum. Anne beni dis kapinin mangali yaparsaniz, oyle davranirim, sonra sikayet etmeyin.
Dustum.
Ait olmadigim yerden yaziyorum su anda. Hicbir sey tesaduf degil. Zor bir cocukluk yasadigim dogru. Belki digerleri gibi degil ama benim boyle bir hizmetim vardi. Tanri tarafindan belirlenen. Parmak annemi gosterse de hayatin bahsedeni O'ydu. Buyuttu beni bu hizmet, o anne, o baba, beni bu gune getirdi diye anlamisken yillardir, anlayamamistim kardesimi. Son 20 sene icinde kardesime hayatimi degistirecek, kendimden ödün verecek hicbir davranisim olmadi. Gerekmedi de olmadi. Ve ben ilk 10 sene yaptıklarımın karsiligini 20 yildir beklemekteyim, hayatini yalnizlik ustune kurmus kiz cocugundan.
Dustum, sadece ASK'in oldugu yere.
Olan hersey bugunlere gelinsin diye oldu yine her zamanki gibi. Ben isteklerimi gordum. Yanlis yere baglanmis. Beklentilerimi, yanlis yere ekilmis.
Dizlerinin dibine oturdum, uzattim ellerimi, Sen'sin baktigim, kardesimin koltugunda. Ozur dilerim.
Sen'in icindi hersey, benim icin planlanmisti. Gormemistim, anlamamistim, cok sikayet ettim, cok kafa sisirdim. Ama sonunda temizledi gozyaslarim yollarini. Yine buldum Sen'i.
Seni seviyorum guzel kardesim. Seni yalniz birakmak asla istemedim. Seni anlamadigim butun gunler icin de bagisla beni. Sen benim degilsin artik, O'nunsun hep oldugun gibi. Hersey gonlunce olsun, ASKla olsun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)