17 Ekim 2012 Çarşamba

Kundalini


Yil 2003. Amerika'dan dondum babama bakmak icin. Kanserdi. Dondugum gun vefat etti. Bir ay sonra annemle kizkardesim cok buyuk bir trafik kazasi gecirdiler. Ikisi de cok kucuk yara berelerle kurtuldu.
Kazadan sonraki bir hafta hipnotize olmus gibi koltugumda oturup, ya onlar da olseydi ne olacakti diye sordum durdum kendime. Agladim, surekli agladim. Bu kadar mi dedim. Varlar ve bir dakka sonra yoklar. Bu mu, hep boyle mi olacak? Birsey bir gun var, diger gun yok olacak. Ben ne yapacagim bu varolma, yokolma arasinda. Bir haftanin sonunda biraz sakinlestigimi animsiyorum simdi gecmisi seyrederken.

Aradan kisa bir zaman gecti. Istanbul'da yasiyorum. Sisli' nin en kalabalik yerinde dolmus sirasi bekliyorum. Icimden birsey yukseliyor. Karanlik bir sey. Zehirli bir sey. Bogazima kadar geliyor. Yeniden geri gidiyor. Dolmus siram geliyor, biniyorum. 1 saate yakin dolmustayim. Soforun yaninda oturuyorum, camin kenarinda. Kafami cama koyunca tek dusundugum sey, eve gidince nasil kendimi oldurecegim. Ortada olmek icin hicbir sebep yok. Iyi bir isim var, guzel bir evim var, sevgilim Amerika'da gelecek bir kac ay sonra. Annem, kardesim iyi. Arkadaslarim hepsi iyi, guzel. Ama benim tek dusundugum eve gidince nasil olecegim. Kendimi dusluyorum. Eve girisimi, camdan asagi bakisimi ve atlayisimi. Tek istegim olmek.

Eve gidince dusledigim seyi yasamiyorum ama. Robot gibi hareketlerle ustumu basimi cikariyorum, yiyecek birseyler hazirliyorum, sonra yatip uyuyorum. Gece 3 karnimdan yukari dogru cikan zehirle yine uyaniyorum. Beynime dogru gidiyor. Yaniyor icim. Sanki volkanin lagvasi icimden akiyor, beynime. Biraz sonra cildiracagim diyorum. Amerika'yi ariyorum. Sevgilinin sesiyle serinlemeyi, teselli bulmayi umuyorum. Sadece agliyorum. Aglarken uyuyorum. Bu surekli tekrarlaniyor.

Aradan zaman geciyor surekli her yerim agriyor. Heryerimde hastalik var sanki. Her bir belirti icin doktora gidecek olsam butun maasimi verecegim biliyorum. Gitmiyorum doktora, bir tek surekli sizlaniyorum. Yasli kadinlar gibi. Suram agriyor, buram agriyor, cok agriyor. Sonra bir doktora gidiyorum kan ile butun vucuda bakan, hastaliklari goren. Hayatimda gordugum en saglikli beden diyor.

Aradan zaman geciyor, surekli kavga ediyorum. Dilim yilan dili gibi, hep disarda, hep sivri. Karsidaki ne hisseder diye bir dusunce yok. Tek istedigim icimden ne geciyorsa soylemek, oylesine, oldugu haliyle. Her dusunce, her his, hepsi disarda. Kafa tertemiz. Hayat kaos.

Aradan zaman geciyor sevgilimden ayriliyorum, sonra isimden kovuluyorum. Patronun acigini yuzune vurdugum gunun ertesi.

Duruyorum evde. Beni ben yapan hicbir sey yok. Hicbir amacim yok. Sadece aci cekiyorum. Cok aci.
Annem diyor niye gitmiyorsun Hindistan'a?
Butun evdeki herseyimi satip gidiyorum.

Ilk ay sabah 4'den aksamustune kadar yoga egitimim var. Egitimin sonunda inanilmaz atesleniyorum. Hasta degilim, hasta hissetmiyorum ama oyle atesleniyorum ki. Bir hafta inmiyor atesim. Ne icsem, ne yapsam, ne etsem dusuremiyorum.

Aradan zaman geciyor icimin sesini dinliyorum hep artik. Icim bana ne derse onu yapiyorum. Swamiji'yle tanisiyorum. Uc gun suruyor hayatimin altini ustune getirmesi. Sonra gidiyor. Bir basima kaliyorum ama bu sefer yalniz degilim. Huzur, Ask, Tanri'nin varligi, ben yokum.  Yururken ayaklarim yere basmiyor, konusurken konusan ben degilim. Agzimdan biri konusuyor, kulaklarim duyuyor, ama o sozleri soyleyen ben olamam. O kadar erdemliler ki, o bilgiye sahip bile degilim.

Sonra bir gece dunya donuyor, dondukce donuyor. Sabah olana kadar donuyor. Ayaga kalkiyorum, ayakta duramiyorum. Sabah yardim diye sesleniyorum, kaldigim yerin rahibi gelip ayaklarima masaj yapiyor, biraz kendime geliyorum.
Swamiji geliyor. Yanina gidiyorum, soruyorum. Neler oluyor?
"Hmm bu kotu, Kundali'nin uyanmis" diyor.
Icimde bir kucuk cocuk gulecek, yutkunuyor. Sevinc icinde. Cunku duymuslugum var arkadaslardan, cok muhim birsey kundalini. ve benim kundalinim uyanmis. vayy bee!
Peki bunun nesi kotu diyorum, bunu yasamak istemezsin diyor, uzaklara daliyor, Swamiji.
Yoga yapmayi birakacaksin, diyor. Dunya basima yikiliyor. Ama bir yandan da seviniyorum kundalinim uyandi diye.
Ertesi gunu yoga hocama gidip durumu anlatiyorum. Zaten kac derstir beynim yanmasin diye kafama bandaj takiyordu. Eger Swamiji oyle dediyse, birakmalisin diyor. Ben de sahit oldum kundalinisi uyanan birine, onun yerinde olmak istemezsin diyor.
Hala icimdeki sey sevinmeye devam ediyor. Cok tehlikeli de birsey, ve ben de var, vayy bee.
Rishikesh'te yolda yuruyorum insanlar elleriyle beni gosteriyorlar, kundalinisi uyanan kiz diye. Puff!
Vakit geliyor donuyorum Istanbul'a. Yoga merkezlerine dogaltas takilar satmayi planliyorum. Para kazanmam lazim. Gidiyorum bir kac yoga merkezine. Istanbul'un en iyilerine. Niye yoga yapmiyorsun diyorlar, kundalinim uyandi diyorum, sesimdeki gururu saklamaya calisarak. Karsimdaki de cok etkileniyor. Yoga egitmeni ve ilk defa kundalinisi uyanmis biriyle karsi karsiya oturuyor. O ben oluyorum. Cok onemli hissediyorum kendimi. Caktirmiyorum. Uyariyorum, cok muhim birsey bu, cok da tehlikeli, nasil davranacaginizi biliyor musunuz, diyroum. Kimsenin haberi yok.
Yoga merkezleri birbiri ardina Kundalini dersleri koyuyorlar. Swamiji'nin sozunun tasiyicisi oluyorum. "Uyuyan yilani comakla uyandirirsan sokar, yapmayin" diyorum. Nerden bildigimi sorunca onlar, ne zor gunler gecirdigimi anlatiyorum. Samimiyim, ama icimde bir yer hala  gururlaniyor.

Kimi haller oluyor. Ustumden atilacak haller. Gercek benlikle, varlikla olamayan haller. O halleri yasarken, titriyorum geceleri. Esim acile gidelim diyor. Atesim var gibi usuyorum, ama elini degdiginde buz gibiyim. Icimse alev alev yaniyor. Biliyorum, o hal benden cikip gidiyor. Yaniyor birsekil. Kundalini'nin parmagi var biliyorum, sadece kendimi ellerine birakabiliyorum. Ardindan yaziyorum. Neler oldugunu. Hem erdem geliyor o hale dair, ama bir yandan icimde hala bir sey var, cok hosuna gidiyor kundalini.

Bu hallerin ustunden sanirim 3 sene gecti. Swamiji gecenler de artik yoga yapabilirsin dedi. Kurtuldum sanirim kundalini'nin elinden :) Simdi o yuzden bagimsiz yazabiliyorum, icimde bir yer gururlanmadan, sevinmeden. Sadece oldugu gibi.
Niye yaziyorum, bugun tesadufen bir video seyrettim. Mooji'nin.
Nedense ozgurluk (freedom from the bondage)pesinde kosanlar, Tanri pesinde kosanlar, Swamiji gibi, Mooji gibi, hic prim vermiyorlar bu kundaliniye.
Videonun sonunda soyle diyor. Yillardir kundalini deneyimi yasayan yogiler var, ama onlar ozgurluk pesindeler.

Swamiji hayatimda olmasa, bir omru kundalini oyunlariyla gecirebilirdim hic bikmadan. Elde edilen gucler, hisler, erdem. Cok guzel cok. Ama Swamiji'nin sozuyle "iyi, ama yeterince iyi degil". (good but not good enough!)

Bu yolda yuruyen varsa, paylasmak istedim, umarim tez zamanda kurtulur bu kralicenin oyunundan :) Otesinde gidilecek cok yol var, giden gelen bir yol, giden gelen biri olmasa da :)
ASKla...




12 yorum:

Adsız dedi ki...

iyi ki yazdin Umaji. Ben birkac ay boyunca titrestim. Sanki arka cebime telefonu titresim moduna getirip koymusum gibi titrestim. Sanki icime kus kacmis da zaman zaman bunalip kanatlarini cirpiyormus gibi.. Once anlamadim, sonra binalarda birseyler titriyordur ve onu hissediyorumdur diye ustunde durmadim, baktim alakasi yok bir korku geldi, sonra da bosverdim. Bosverdigim zaman gecti. Simdi bazan gene geliyor, farkina variyorum sadece ve geciyor. kundalini midir bilmem ama neyse kalsin durdugu yerde.

Uma dedi ki...

Cok sevdigim bir Swami vardi, Swami Premananda. Bahsetmisimdir daha onceki baska postlarda. Ona soylemistim, hani cok muhim hissediyorum ya kendimi. Ismini bile unut demisti bana :)
Unutalim guzelim :) O ne isi varsa yapsin, biz isimize bakalim, yolumuza, O'na...

tutsak dedi ki...

Bilmiyorum ne alakası var ama bana Şems ile Mevlana'nın karşılaşmasındaki konuşmayı anımsattı. Şems Mevlana'ya sorar ''Beyazıd Bestami mi öndeydi Hz. Muhammed mi'' diye. Mevlana ''tabii ki Hz. Muhammed'' der. ''Peki o zaman Bestami Allah benim cübbemin altındadır demiştir oysa Hz. Muhammed'in böyle bir iddiası yok. Bunu nasıl açıklarsın''
Cevap ''Bestami sonsuzlukta bir yere gelip takılıp kalmış oysa Hz. Muhammed sonsuzlukts sadece bir nokta olduğunun farkındaydı'' olur.
Sanırım Bestaminin de takıldığı yer kundalini olmuş :) (MU ACABA)

Uma dedi ki...

ben iki cevapla da tatmin olmuyorum Tutsak :) Mevlana'ya saygisizlik ettigimi sanma, hassaaa :)
Ayni Chopra'nin Muhammed kitabinin baska bir paragrafiyla cevap vermek istedim.

Conversation: (A wondering merchant and Muhammed)
"your sons will be sons of God, even if they turn out to be drunks and cheats. Do you believe me?" I said
"I do" said Muhammed, which caused gasps around him.
"Then you're a bigger fool then I am" I said
"Why?"
"Because all words about God are lies. The infinite is beyond words"


Hz Muhammed ile bir tuccar arasinda gecen diyalog.
ogullarin Tanrinin ogullari, sonunda alkolik de olsalar, aldatsalar da. Bana inaniyor musun? diye sorar tuccar
"Inaniyorum" der Muhammed,
"O zaman sen benden de delisinder tuccar
"Neden?"
"Cunku Tanriyla ilgili butun kelimeler yalandir.Sonsuz kelimelerin otesindedir."

Bugune kadar gordum ki O'nu bilen konusamiyor, bilmeye gidenler (bizim gibi) hala bilmedikleri icin tecrube ettikleri basamaklardan O'nu anlatiyorlar.
Bestami oyle ifade etmis, belki cok yakindi belki degil bilemeyiz, belki kundalinisi uyanmis cok erdemli olmustu sadece bazi parcalari algilayabilmisti, bilemeyiz. Muhammed'in bildigini de mutevaziliginden anliyorum ama yine diyorum ki ben kimim ki Muhammed'i, Bestami'yi, Mevlana'yi analiz edeyim :) Birakalim herkes gorevini yapsin bu ruyada :)

tutsak dedi ki...

:) ben kimim ki ??????????????
mi diyorsun?

Uma dedi ki...

evet tutsakcigim 2004'de beri ben kimim ? diyorum :))

novella / विश्व dedi ki...

ben onu bunu bilmem... sana ne zaman gelsem, gülümsüyor, kendi deneyimimin bana kattıklarına bakıyorum, işin tuhafı yeniden bir gülümseme dolup taşıyorum.

kundalini uyandıran bir seanstan çıktıktan sonra kelebekler uçuşmuştu karnımda, aşk gibi demiştim, ama sonra aşk gibi yıkıp geçmesinden korkup seanslara devam etmemiştim. bak gene gülümsedim.

Uma dedi ki...

kundaliniyi bir seansta uyandiramazlar merak etme :)
o yaptiklari yoganin etkisidir :) hep sarhos eder yaramaz :)

hep gul, senin isin bu :)

Brajeshwari dedi ki...

pek alakasız gibi olacak ama, konuyu toparlayışın bana geçenlerde izlediğim Sezen Aksu röportajında kadının dediği şeyi hatırlattı.

"Hayatın kusursuz bir devinimi var.sen,ben anlamadığımız için böyle çırpınıyoruz işte"

sarıldım...

Uma dedi ki...

ben de sana sarildim bir sene sonra :) simdi gordum mesajini :)))

Evren dedi ki...

Ben de bana sarıldın sandım :-) bu yazıyı ve yorumları okumanın tam zamanıydı, demek ki ondan sanmışım. İyi ki varsın, bak yine yüzümü güldürdün, beni düşündürdün. Severim seni.

Uma dedi ki...

Can'imsin sen :)