15 Ocak 2012 Pazar

Yabanci dil



Fransiz kolejinden mezun oldum. Oyle asiktim ki fransizcaya 11 yasinda sinava girerken degistirmistim listeyi, en sevdigim fransiz kolejini basa yazmistim. Paradan haberim yoktu, hala da yok. Esim hala saskinlikla suratima bakar parayi hic onemsemedigim icin. Para iste, nasilsa gelir. Ihtiyacin varsa gelir, yoksa ihtiyacin ne kadarsa ona gore gelir. Luks olanlari hayatindan cikarinca herkesin parasinin kendilerine yettigini de gorursun. Yetmeyenler, gercekten ac olanlar, sokaklarda yasayanlar? Onlar ektiklerini bicenler. Zalim mi duyuluyorum, yok degilim. Insan kalbinden dogmus birine nasil zalim olur? Degilim.

Neyse devam edeyim. 5 yasindan beri fransizca ogrenmeyi hayal edince, Tanri da (herhalde bu bir ihtiyac zamanla daha iyi goruruz), olduruvermis. Annem ve babam kazandigima hic sevinememislerdi. Bense klasik, onlerine oturmus, lutfen lutfen diye yalvariyordum. Babam issiz, annem de bir ozel sirkette sekreterlik yapiyordu. Parayi nerden bulacaklarini bilmeden, peki dediler. Annem inancli kadindir. Eminim o icinden, bu kizin burda okumasi kismetse, parasi da gelir bir yerden demistir. Annemden almisim demek bu geni. Annem bir maas 3 ayda bir de iki maas aliyordu. Ikramiye diyelim o ikinci maasa. Okula kaydim yapildiginda annemin maasina zam geldi, dolayisiyla ikramiyeye. Bir bakti ki annem, okulun taksidi 400 ise, annemin ikramiyesi 402. Ve bu tam 7 sene boyle devam etti. Benim okula zam geldi, annemin maasa zam geldi. Ve o ikramiye hep benim okul taksidini odedi. Ben okuldan mezun olunca annem de isinden mezun oldu, baska ise gecti.
Tanri'nin nasil calistigina akil sir ermez de ancak boyle gecmise baktikca hayran kalirsin. Ne anlatacaktim neler anlattim. Neyse fransizca hikayesi boyle. Okuldayken ingilizce de ogrendik ama fransizca gibi konusamadigim icin hic biliyorum demezdim. Seneler sonra da Amerika'ya gidince, en azindan ingilizce ogrenirim demistim icimden. Oldu iki dil. Bir de turkce var oldu uc dil. Uc dil bilip sunu ogrendim. Dil bilmek iletisim kurmak demekti. O kadar sinirliydi ki kullandigimiz diller. Herbirinde ayri bir kisitlama vardir, kendince. Mesela turkceyi iyi konusan biriyimdir, biriydim ya da. Amerika'da esimle beraber yasarken kavgalarimizi ingilizce yapiyorduk. Cunku turkce de ifade edemedigim ofkeyi, ingilizce inanilmaz disari cikartabiliyordu. Turkce de ofkelenmeyen ben, ingilizce ile bir volkan haline donusmustum. Sonra arada sirada fransizca konusmayi ozlerim, oyle yumusak, oyle melodik, dans eder gibi, sarki soyler gibi, o halimi ozlerim. Simdi Mira fransiz okuluna gidecek seneye, beraber dans edecegiz dille. Birkac dil konusanlar ne dedigimi anladilar. Ama asil gelecegim yer burasi degil. Kac dil bilirsek bilelim, diller bize ancak kendimizi ifade etmekte yardimci. Baskasina seni anlatmak icin, baskasini anlamak icin. Oysa kendimizi anlamak, KIM oldugumuzu bilmek icin geldik bu dunya gezegenine.

Bu yaziyi yazmama vesile bir beyfendi oldu. Sukranla aniyorum simdi kendisini. Ingilizce kelime yazmayalim turkce cumlelere, turkcemizi kirletmeyelim, bozmayalim demisti. Vesile oldu demlenmeye. Iste orda gordum. Butun diller yabanci dil. Kalbin dili haric? Ve kalbin dilini bilmedigimizde, herkes kendine yabanci.
Dogdugun andan beri konustugun dile anadil deniyor. Benim durumda bu Turkce oluyor. Ama asil anadil kalbin dili.

Bu sene bu dili daha iyi ogrenmek icin daha cok egzersiz yapmak lazim. Daha cok kulak kabartmak, kalbinin dilini daha cok dinlemek, onunla onun diliyle daha cok konusmak lazim. Ancak boylece tanis olacagiz KIM oldugumuzla.

Dinlemeyi ogrendigimizde kalp dilini, herkesin ayni dili konustugunu gorecegiz. Uzun zaman yurtdisinda yasayinca, yolda biri turkce konussa heyecanlanirsin ya. Iste ben de kalbin dilini konusanlari buldukca heyecandan yerimde duramiyorum :) Bazilarimiz unutmus olabilir bu dili konusmayi. Olsun konustukca acilir, dil unutulmaz bisiklete binmek gibidir. Bir kere seleye oturup pedala bastin mi hatirlarsin gerisi gelir :)

Bu yazinin bugun yazilmasinda gecen haftalarda bir kac gonul dostunun "blogunun dilini cozebilsem" cumlesinin yeri buyuk. Bu blogun dili kalp dilidir :) Hepimizin bildigi, kimimizin unuttugu.

Hadi hatirlayalim :)

ASKla...

6 yorum:

novella / विश्व dedi ki...

yüreğinden, kelimelerinden, dilinden öptüğüm kadın... iyi ki varsın.

Uma dedi ki...

anadili kalbin dili olan biri daha :)

Selen dedi ki...

aa, cok ilginc, gene bana yazmissin Umaji :) Ben bu yazdiginin canli ornegiyle yasiyorum, cok yakinda 6 sene olacak. Ama bana vermeye calistigi dersi anlamak bugune kismetmis, sayende.
O beyefendiyi ben de sukranla aniyorum simdi :) Ve eve gidip, kendi kucuk ogretmenimi kucaklamak icin sabirsizlaniyorum

Uma dedi ki...

kucakla tabii :) benim icin de kucakla da benim icim ASK dolsun...

Hanife dedi ki...

Ne guzel yazmissin Uma:) Yuzum guldu, icim isindi, ne guzel...
Peki bu dili anadilin gibi ogrenmek icin hangi pratikleri yapmak gerek, ogrencin olmaya adayim:D

Uma dedi ki...

Sessiz kalmak :)