Canim yazmak istedi. Ne yazacagim ki diye sordum kendime. Baktim bu siralar nerelere akmisim. Esim cok calisti, bitirdi isini gucunu, simdi yeni isine basliyor. Orda yazacak birsey bulamadim.
Asilari hala arastiriyorum, yeni hikayelerle karsilasiyorum, yuregim yaniyor. Yazacak birsey yok ama. Icten ice belki de bunca kurban isin asli gorulebilsin diye verildi diyorum.
Mira'ya bakiyorum. Orda var yazacak birseyler. Cok guzeliz, keyfimiz cok yerinde. Ancak onunla ilgili onemli konularda soylediklerimi dinlemediginde, 3-5 tekrar sonunda yine bagirirken buluyorum kendimi. Gecenlerde koltukta demlenirken bu konu ustune, kendime sunu derken buldum: "Sen kendi bagirmani kontrol edemiyorsun, cocugu nasil kontrol edeceksin?"
Mesela bin kere elini agzina sokma diyorum, bin kere o dolabin ustune yuklenme beraber duseceksiniz diyorum, karsidan karsiya gecerken beni bekle diyorum. Ama oyle ozgur ki. Etrafa bakiyor, kontrollu bir sekilde geciyor karsidan karsiya. Neden gectin diyemiyorum, cunku dogru gecti. Niye uyarayim ki. Ama oncesinde beni bekle diye bagirmak zorunda kaliyorum, cunku o sirada o kucuk beyninin icinden ne geciyor bilemiyorum. Ya yola birden atlarsa diye korkuyorum.
Iyi ki yazmaya baslamisim, bak, cikti iste yine, bir baska "korkuyorum"
Elini agzina sokma diye kiziyorum, cunku mikroplar giriyor, hasta oluyor, atesi cikiyor, bir daha havale gecirmesin diye korumaya calisiyorum. Olsa olandan korkmuyorum, ama olmadan once olacak olandan korkuyorum.
Dolabi cekerse dolapla beraber duser, altinda kalir, ya cok ciddi yaralanir, ya sakat kalir, ya olur diye korkuyorum.
Peki niye korkuyorum!
Mira'yi kaybetmekten korkmuyorum.
Deli deselerde arada kendimi kontrol ederim, ya simdi dursa nefesi nerdesin Uma, ne kadar bagimlisin, yoksa avuclarin acik mi? Beden mi baglandigin, yoksa icindeki Can'a mi asiksin diye. Her ay olmasa da, kendime bakarim hep, ceki duzen veririm. Esegi saglam kaziga baglarim. Yani dogru yere demirlerim kendimi.
Peki niye korkuyorum? Gercekten korkuyor muyum? Yoksa bunu da mi ogrendim? Buraya biraz daha bakmam lazim, cunku buna birden cevap yazamadigima gore, daha derini var bu isin.
Burdan iki konu cikti:
Kendini kontrol edemezken baskasini kontrol etmeye calisma (37465.versiyon)
Avucun aciksa, teslim olduysan birinci hamleden, virvir edip durma, seyret Askla sadece. Uyarmak gereken yerde de uzaktan bagirmak yerine, git saril operek indir koltugun ustunden, usenme. Yoldan gecmeden kos yanina yetis, tut elinden. Elini agzina sokmasina ne yapabilirim bilmiyorum. Cunku gercekten sadece TV seyrederken neden elini arada agzina soktugunu bilmiyorum. Sıkıntıdan olabilir. Ceviz badem uzumle arayi doldursam diyorum, bu sefer de Tv karsisinda birsey yemeye bagimli olmasindan korkuyorum. Off ne fena is bu yaa, sabah sabah.
Bu ikinci konu bitmemis daha, nokta koyamiyorum henuz. Daha ogreneceklerim var demek.
Hayatimdaki son konu da evdi. Bir suredir ev bakiyorduk. Bizim olsun diye. Simdi oturdugumuz ev kira, bence o da bizim evimizdi, yuvamiz yani. Simdi buldugumuz da oyle olacak. Sadece aileler sevinecek cocuklarimizin evi oldu diye.
Bir hafta icinde nerdeyse 30 ev gordum. Gecen hafta birinin kapisinda durduk emlakcimizla. Arabadan indim icime bir ilik his yayilmaya basladi. "Birseyler olmaya basladi bana" dedim. Guldu emlakcimiz. Kapisina geldik. His iyice yogunlasti kalbimi sardi. "Bu ev" dedim. Dur bir girelim de diye durdurdu E. beni. Peki dedim, guldum. O sirada kapinin kenarinda dua eden St Therese stickerina takildim. Evet burasiydi.
Iceri girdikce his daha da yogunlasti, her adimda iyice yerlesti icime. Bahceye cikinca esimi aradim, yeni adresimizi veriyorum dedim. Sasirdi. Hadi cabuk gel bak, bakalim sen ne diyeceksin dedim. O da begenince, islemleri baslattik. Cumartesi gunu eve bakacaklar, herhangi bir arizasi var mi diye. Yoksa pazartesi gunu onaylanacak islemler.
Uzagina gecip dusunuyorum, aslinda Tanri bizi hic yanliz birakmiyor. Uzuldugumuz, kendimizi sıkıntıya soktugumuz her an O'nun iradesinin karsiti bir yerdeyiz. Onca ev gezdim, her evde bu evin burasi esime gore, burasi Mira icin. Burasi esime uymaz, burasi Miraya gore degil diye gecti. Baskalarinin da yararina isler yapmak icinse atilan adim, olusu daha da hizli, daha da sorunsuz oluyor.
Simdi Neem Karoli Baba'yi hatirladim. Onu gormeye kim gitse, dilegi neyse yerine getirirmis. Baba niye boyle yapiyorsun diye soran olursa da, "hicbir istekleri kalmasin ki bir O'nu istesinler" dermis.
Sen'den daha guzeli var mi ki !
ben ne isteyeyim ki bu gecici dunyada.
ASKla...
P.S Bugunun St Therese okumasi:
"O my God, my eternal Love, my whole Good, and never-ending Happiness, I desire to reserve nothing to myself, but freely and most willingly to sacrifice myself and all that is mine to Thee."
St. Therese, the Little Flower
9 yorum:
yeni yuvanızda da aşk olsun sadece ve sen yoğrul aşkla ve büyü emi umam... öperim hepinizi.
Amin Evren'cim :) Buyuyup ask cocugu olayim :)
Aslında yazılacak öyle çok şey var ki!
Yeni yuvanda huzurla, mutlulukla,aşkla oturmanı diliyorum.
Neyi arıyorsan o da seni arıyordur;aşkla, hissederek aradığın ev seni bekliyordu, o da seni arıyordu.
Bugün yaşadıklarım yazdıklarınla parelel gitmiş umam;yazsam yazını geçer, yorumluktan çıkar.
Nefs ne nankördür bilir misin?
islah edene kadar oyledir :)
sonra aracindir, hizmetkarin :)
hayırlı olsun o halde şimdiden ve tabiki her daim AŞK'la dolsun...
Allah güle güle oturmak nasip etsin,her an ağız tadınız daim olsun, hamdınız artsın, yüreğinize göre olsun :)
Hepiniz burdayken, birden orda olunca cok sasiriyorum :)
Insallah hep beraber ASKla oturmak nasip etsin. Bagirmadan, daha huzurlu :)
İşaretler ne kadaar önemli hayatımızda, görebildiğimiz kadar.
Her an doğruları gösteren O güzel, bazen bir stickerla bile ulaşıyor. Yeter ki görmek isteyelim, isteğimiz sadece O olsun..
Yeni yuvanızda AŞK ile oturmanızı diliyorum..
Kocaman öpüyorum..
Amin Nani'cim, simdiki evdeki gibi hepimiz beraber oturuyor olacagiz :) ASKla insallah ...
Yorum Gönder