23 Mart 2011 Çarşamba

Sohbet

Dun kardesimle konusurken farkettim ki sohbet etmesini bilmiyorum.
Yani bir konu ustune karsilikli konusurken ki buna sohbet deniyor, soru sorup derine inmek oyle adetim olmus ki, beraberinde de hemen akil verme cumleleri geliveriyor.
Once hic haz etmedim bunu farketmekten. Durdum soyle bir gozden gecirdim butun iliskilerimi. Ucuncu besinci cumleden sonra mutlaka bir tavsiye, bir yol gosterme hali. Boyle icim kalkti kendimden.
Sonra biraz daha oturdum bu halin ustunde, seyrettim gecmisten gunume filmi.
Annem 14 yaslarindayken bana kizardi. "Sen eskiden boyle degildin, 5 yasinda benim derdimi dinler bana akil verirdin."
Insanlari hatirladim sonra, yeni tanistiklarimi, hayatlarini acislarini. "Sana neden bu kadar guvendigimi bilmiyorum ama anlatmak istiyorum" diyenleri.
Esleriyle paylasmadiklari sirlari bana anlatanlari.

Ve yeniden oturdum bu sohbet edemiyorum fikrinin ustune. Tanri hepimizi ozel yaratmisti, beni de boyle yaratmisti arada.
Sukur dedim, O ne dememizi istiyorsa onu diyorduk. Yine silkelendim. Suyum buyum, su degilim bu degilim etiketlerimi attim.
Kardesim tavsiye dinleyecegi donemde degildi, bilsem susardim, ama konusturacaksa, susmayi da basaramazdim :)
Oyle iste gunler bu ikilemleri BIRlemekle gecmekte...

Yukarda yazdigim konu kendi icinde ikiye ayriliyor;
1- Biri halini anlatirken susamayan ben, a- Ortaligi duzeltme cabasi icinde, cunku karsidakinin aci cekmesinden hoslanmiyor
b- Perdenin arkasinda sakli Tanri'yi gormus gostermeye calisiyor, cunku karsidakinin bos yere aci cekmesini istemiyor
2- O'nun diyecekleri var, vesile oluyor.

Birinci durumda "bundan hoslanmiyorum, bunu istemiyorum" kelimelerinin varligi nedeniyle mutlaka kabak basima patliyor.
Ikinci durumda ise alan razi veren razi :)

ASKla...

5 yorum:

Pinhan dedi ki...

beş yaşındayken alıştırılmışsın dert dinlemeye, tavsiye vermeye.. e kolay olmuyordur atmak, atman gerekiyor mu o da ayrı konu ya :)

Uma dedi ki...

Evet psikolog kuzin de oyle diyordu. Cocuklara bilmeden ebeveyn gorevi veriliyormus, ben almisim demek o gorevi :) Vardir herseyde bir hayir demek lazim :)

Adsız dedi ki...

Şems Tebrizi müridi olmak için gelenlere sorarmış:dinleyici mi olacaksın,yoksa dert anlatan,konuşan mı?
dinleyici mürid olup,konuşan da şems olursa, Şems hiç durmadan konuşur müridi kaçırırmış.Dinleyeci Şems olursa eğer, süresiz konuşmadan, karşısındakini günlerce,sabırla dinleyebilirmiş.
Ben de senin gibi çok şikayet ettim kendi sabırsız hallerimden ama artık etmiyorum Uma.
Sohbete başlamadan karar veriyorum; dinleyici mi olacağım,yoksa konuşup,aralara giren, öğüt veren sohbet bölücü mü..:)
gül kal.

nilüfer dedi ki...

İlahi Uma (bunu Tanrısallığına vurgu için dedim) kendine karşı hoşgörü sahibi olduğunda Allahında nasıl hoşgörülü olduğunu biraz hissedebilir belki insan, çünkü aslolan senin sohbetindeki birincil sebepler, ikincil sebeplerin hepsi perde..

Uma dedi ki...

Insallah Balik'cim :)
Dus'um ikincisi de mi perde diyorsun ? Evet dogru diyorsun :)