18 Şubat 2010 Perşembe

Laissez-faire

Birakiniz gecsinler, birakiniz yapsinlar bir ekonomik politika aslinda ama tam da benim hayatima uydugu icin esinlendim.
Sukur yine oyle bir noktaya getirdi ki tiksiniyorum kendimden :)
Herkesin herseyinin icindeydi burnum. Ona nefes terapisine gitsene, su gun gitsene, bu gun gitsene, hala gitmedin mi? Suna sertifika programi ayarlama, orada ayarlama, surda da var, su saatler uygun, sunlarda var.
Oburunde baksana, ne zamandir suna bakmadin, ne zaman bakacaksin ki?
Digerine de benzerleri. Aslinda tabii olaylarin ust uste gelmesi bir yana ben de biraz abarttim yazarken ama durumum aynen buymus Gorebildim sonunda.
Sana ne!!! diyorum simdi surekli kendime.
Bir Tanri'nin seni kullanmasi var, bir de Tanri seni kullandiktan sonra senin bu konuyu uzatip taciz etmen var. Anladim sonunda.
Ben Hindistan'da mesaj tasiyan diye bilinirdim, acigim bu olaya. Tasitir mesajlarini, cani ne zaman isterse. Ama sonra Uma o mesaji alana baslar sormaya, ee aldin mi mesaji? okudun mu? ee ne yapacaksin bu konuda? Ama sana demis sunu soyle yap, hani hala yapmadin?
Yahu sana ne????
Sen musaitmissin tasimissin mesaji, gerisinden sana ne? Tanri isini yapamiyor mu? Seni denetici mi tuttu bu dunyaya? biraksana insanlari kendi hallerine. Ve dahi kendini O'nun kollarina sakince.
Ama yok sessizlige tahammulun yok degil mi? Tanri aldi butun isi gucu elinden. Simdi oyle baskalarinin isine satasarak, sarkarak, sulanarak vaktini doldurmaya calisiyorsun. Ama Tanri'nin bildigi yok muydu butun bu isleri senden alirken. O bilmez miydi disardaki milyonlarca insan gibi seni cok mesgul yapamayi.
Anladim sonunda, icimden. Bir cirpida. Acik acik. Cocuk gibi :)
Gorduklerimden tiksindim ama oyle olmasi gerekiyordu bu anlayisa gelebilmek icin. Onlara da sukur.
Simdi herkes, yani O'nun cocuklari O'na emanet. Herkes kendi isinde.
Benim ise hicbir isim kalmadi O'ndan baska. Oturup durumaktan baska dizinin dibinde.
Ta ki bir sonraki is tanimina kadar. Ki o da gelince goruruz, simdiden onu da dusunmeye gerek yoktur :)
Simdi, olanla, oldugu gibi olma zamani...

4 yorum:

sufi dedi ki...

Ben de kendimi denetleme memuru gibi hissettiğim kendime "DUR" dediğim öyle çok zaman oluyor ki! "bak işte yine bildiğini okuyor" deyip ikazlara varan bir taciz senaryosuna yüz kere batıp çıkıyorum.Cem'den Allah razı olsun "ben de sana senin başkalarına yaptığını yapıp müdahale ediyorum ama bırak ya tontini, sen görevini yaptın yeter" demese makaradan boşalan ip gibi uzayıp gideceğim doğrusu.Senin yazın da bana ayna oldu yine Dedemin dediği gibi: "gidene gitme, gelene gelme" de meyeceğim SÖZ...İnşaallahhhh.... sevgiler güzel kuşum.

guguk kuşu dedi ki...

evet benim için de tam olanla olduğu gibi olma zamanı. bu herkesi yönetme, idare etme, yardım etme mertavalı adı altındaki aslında gerçek adı belki bambaşka olan görevden istifa etme zamanı, ya da daha güzeli emekli olma diyelim.

Brajeshwari dedi ki...

Uma'cımm
birakmayi ogrenmek için tutmak gerekiyor sanırım..Şimdi teslim olma zamanı, birer birer.. Başkalarını teslim ederken, kendine de iyilik yapma zamani demek ki... Şükür ki, gösteriyor..

Sık yaz.
Özlüyorum seni..

Uma dedi ki...

Suficim ne kolay yazmasi da ne zor degil mi uygulamasi, gidene gitme, gelene gelme diyebilmek.

Guguk annecim evet en guzeli emeklilik, sen gorev sureni doldurdun artik gidip evinde Ben'i dusunebilirsin diyor :)

Brajeshwaricim, onceki yazilardan birinde de yazmistim ya, once oldugumuzu sanip olmadigimiz halimizi dibine kadar yasiyoruz sonra olmadigimizi anliyoruz, sonra olmayi olmamayi birakiyoruz, sonra oluyoruz benim gorebildigim kadariyla :))