Bayram tatili oncesi, havaalani yolundayiz. Yolun solundaki gri bulutlari gosteriyorum Mira'ya. O gri bulutlarin oldugu yere yagmur yagdigini soyluyorum, ustune konusuyoruz. Mira'nin yagmurla ilgili kitabi var, minik kitap ezberinde. Yagmur evleri yikadi, agaclari yikadi, cevre tertemiz oldu diye tekrar ediyoruz ezberindeki kitabi. Yagmur bilgimizi pekistiriyoruz. An durdu yine baktirdi beni bulutlara. Simsiyahlardi bulutlar, korkutucu gorunuyorlardi uzaktan ve karanlik ama buyuleyici bir guzelligi vardi. Kotu olaylarin ust uste geldigi donemlerde soylenen sozu animsadim. Basinda yine karabulutlar geziyor. Oysa karabulutlar yagmur yagacagi icin geziyordu ve temizleyecegi icin. Hep biliyordum ama yine yeniledim bilincimden gelen goruntuyle. Kara bulut geliyordu, digerlerinin kotu diyecegi olaylar oluyordu, sonra yagmur yagiyordu ve temizliyordu.
Sukur gelen butun kara bulutlara. Devaminda yagan yagmura, arada sizan gunes isigindan dogan gokkusagina... Sukur bana gosterilen o tabloyu goren goze, gozu verene....
30 Eylül 2009 Çarşamba
20 Eylül 2009 Pazar
Gunun Sozu
In this long journey towards immortality, you are only required to attend to one day at a time.
Swami Chidananda
Swami Chidananda
12 Eylül 2009 Cumartesi
Admit It and Change Everything - Rumi
Admit It and Change Everything
Define and narrow me, you starve yourself of yourself.
Nail me down in a box of cold words, that box is your coffin.
I do not know who I am.
I am in astounded lucid confusion.
I am not a Christian, I am not a Jew, I am not a Zoroastrian,
And I am not even a Muslim.
I do not belong to the land, or to any known or unknown sea.
Nature cannot own or claim me, nor can heaven,
Nor can India, China, Bulgaria,
My birthplace is placelessness,
My sign to have and give no sign.
you say you see my mouth, ears, nose--they are not mine.
I am the life of life.
I am that cat, this stone, no one.
I have thrown duality away like an old dishrag,
I see and know all times and worlds,
As one, one, always one.
So what do I have to do to get you to admit who is speaking?
Admit it and change everything!
This is your own voice echoing off the walls of God.
(Rumi, 1207 - 1273 AD)
Define and narrow me, you starve yourself of yourself.
Nail me down in a box of cold words, that box is your coffin.
I do not know who I am.
I am in astounded lucid confusion.
I am not a Christian, I am not a Jew, I am not a Zoroastrian,
And I am not even a Muslim.
I do not belong to the land, or to any known or unknown sea.
Nature cannot own or claim me, nor can heaven,
Nor can India, China, Bulgaria,
My birthplace is placelessness,
My sign to have and give no sign.
you say you see my mouth, ears, nose--they are not mine.
I am the life of life.
I am that cat, this stone, no one.
I have thrown duality away like an old dishrag,
I see and know all times and worlds,
As one, one, always one.
So what do I have to do to get you to admit who is speaking?
Admit it and change everything!
This is your own voice echoing off the walls of God.
(Rumi, 1207 - 1273 AD)
10 Eylül 2009 Perşembe
Felekten bir gun...
Oyle derler ya, Felek kim Turkcem yetersiz kaliyor ama gecirdigim gune uyuyor diye yazdim. Tanri'dan hediye bir baska gun daha yasandi ve bir degisme olmazsa da birazdan sona erecek. Bir yerlerde yazmis olabilirim. Rishikesh'te yasadigim surece cok onemli bir konuyu pratik etme sansim olmustu. Yapan ben degilim. Aylar boyunca hicbir planim ve hicbir isim olmadan yasadigim Rishikesh'te her gunum ayri ve hergunum kendimi tanima yolunda cok onemli olaylarla dolu gecmisti. Ve orada ogrenmistim kendimi O'nun ellerine birakmayi. Aslinda hep O'nun elinde oldugumu. Kendi basima hicbir seyi yapamdigimi. Istanbul'da bunu her daim yapmak guc oluyor. Cunku o kadar kosturmaca, telas ve etraftaki herkeste stres var ki, an meselesi kendini kaptirivermek. Cogu zaman basarsam da bazen benim de damarim tutuveriyor. Bir seyin cevabini beklemek zor gelip otuz kez aradigim oluyor mesela.
Bugun Mira'yi okula biraktim. Saat 11.30 da bir randevum vardi. Bendeki bazi esyalari birine teslim etmem gerekiyordu ve o saat icin randevulasmistik. Yola ciktim, sonra birden hep gittigim yolu karistirip kendimi Avrupa yakasina gecerken buldum. Koprunun ustunden tabi arkadasima telefon actim. Bana gayet rahat ben simdi noterdeyim dedi. E ne zaman doneceksin dedim. Ogleden sonra 2.30 dan sonra diye cevap verdi. Bu arkadasimin herzamanki haliydi. Ben saftim. Ama degisik bir sey oldu, randevulasma ve saatler konusunda son derece dakik ve titiz olan ben, hic kizginlik hissetmedim icimde. Koprunun ustunde karsida oturan kuzinimi aradim. Toplantidaymis yarim saat daha surecekmis. Iyi ben senin evine gider beklerim dedim.
Onceki gun bana soylemisti, kendisinde ozel bir misafir vardi. Ama evde olmasi beklenmiyordu, sabah cikmasi gerekiyordu. Bu misafir gurular gurusu diye bilinen Sih Yogi Bhajan'in ogrencisiydi. San Diego'dan gelmisti egitim vermek icin. Ben kuzinin evine gittigimde kendisi evdeydi. Hic duraksamadan odasina gittim. Biraz once olmasi gereken plan benim yaptigim bir yanlisla tamamen altust oldu ve ben kendimi burda buldum. Sizinle tanismak icin boyle oldugunu simdi anliyorum dedim. Kuzinim beni yanlis anladigi icin (malum Merkur geriledi diye kimse kimseyi anlamiyor artik :) ben evde degilim diye o da bulundugu yerde kalmaya devam etmis. Ben o evde 2 saat gecirdim. Varlik, 60 yasini coktan gecmis, kafasini kendi geleneklerinde baglamis, gozleri cipil cipil ve Askla bakan bu kadin vasitasiyla geldi sardi sarmaladi. 1.5 saat oturtturdu beni bir koltuk tepesinde. Eve ilk girdigimde yerimde duramaz haldeydim. Sonra inanilmaz bir meditasyon hali, sonrasinda ise Hiclik, ve hafif cokmus omuzlar. Sonrasinda gun olmasi gerektigi gibi devam etti. Bugun farkli birsey vardi, yerinde duramayan, husu icinde oturan, coken kisi Ben degildim. Gun boyunca butun bu hareketler yasanmis ve Ben hep disinda seyircisi kalmistim. Aksam esim bugun sende birsey var dedi. Seviyorum onun gozlerini O'nun gozlerini :)
Sukur bu hediye gune....
Bugun Mira'yi okula biraktim. Saat 11.30 da bir randevum vardi. Bendeki bazi esyalari birine teslim etmem gerekiyordu ve o saat icin randevulasmistik. Yola ciktim, sonra birden hep gittigim yolu karistirip kendimi Avrupa yakasina gecerken buldum. Koprunun ustunden tabi arkadasima telefon actim. Bana gayet rahat ben simdi noterdeyim dedi. E ne zaman doneceksin dedim. Ogleden sonra 2.30 dan sonra diye cevap verdi. Bu arkadasimin herzamanki haliydi. Ben saftim. Ama degisik bir sey oldu, randevulasma ve saatler konusunda son derece dakik ve titiz olan ben, hic kizginlik hissetmedim icimde. Koprunun ustunde karsida oturan kuzinimi aradim. Toplantidaymis yarim saat daha surecekmis. Iyi ben senin evine gider beklerim dedim.
Onceki gun bana soylemisti, kendisinde ozel bir misafir vardi. Ama evde olmasi beklenmiyordu, sabah cikmasi gerekiyordu. Bu misafir gurular gurusu diye bilinen Sih Yogi Bhajan'in ogrencisiydi. San Diego'dan gelmisti egitim vermek icin. Ben kuzinin evine gittigimde kendisi evdeydi. Hic duraksamadan odasina gittim. Biraz once olmasi gereken plan benim yaptigim bir yanlisla tamamen altust oldu ve ben kendimi burda buldum. Sizinle tanismak icin boyle oldugunu simdi anliyorum dedim. Kuzinim beni yanlis anladigi icin (malum Merkur geriledi diye kimse kimseyi anlamiyor artik :) ben evde degilim diye o da bulundugu yerde kalmaya devam etmis. Ben o evde 2 saat gecirdim. Varlik, 60 yasini coktan gecmis, kafasini kendi geleneklerinde baglamis, gozleri cipil cipil ve Askla bakan bu kadin vasitasiyla geldi sardi sarmaladi. 1.5 saat oturtturdu beni bir koltuk tepesinde. Eve ilk girdigimde yerimde duramaz haldeydim. Sonra inanilmaz bir meditasyon hali, sonrasinda ise Hiclik, ve hafif cokmus omuzlar. Sonrasinda gun olmasi gerektigi gibi devam etti. Bugun farkli birsey vardi, yerinde duramayan, husu icinde oturan, coken kisi Ben degildim. Gun boyunca butun bu hareketler yasanmis ve Ben hep disinda seyircisi kalmistim. Aksam esim bugun sende birsey var dedi. Seviyorum onun gozlerini O'nun gozlerini :)
Sukur bu hediye gune....
8 Eylül 2009 Salı
Tarihler
Eylul ayinda tarihlere boguldum. Hicbir tarihi bu kadar cok gorup anlamlandirma isine girmemistim. Bugun 6 Eylul soyle, 8 Eylul Gurudev'in dogumgunu. 20 sinde tatil, 26 sinda dugun, biz 27 sinde donuyoruz. 29 unda Mercur'un gerilemesi bitiyordu galiba. 28 inde kayit yaptiracagim. Mercur'u dusunursem 30u hatta 1 i gibi yaptiririm. 3-4 Ekimde de Heavensletter yazma semineri varmis. Git diyor icimde biryerler. Bakalim kim kazanacak? Derken Kanada mulakata cagrilma tarihi ile gelen tarihler. 21 Ekimde mulakat, 2 ay suruyor sonrasi dedi biri. Iki ay sonra Aralik. Dun 7 Eylul'du. Insanin her 7 senede bir hayati donuyor diye inanan kesimdenim ben. Hucrelerin olumuyle yeni dogum, hersey yeni... Biz 7 Subat 2002 de tanismistik esimle. Bu Subat'ta tam 8 sene olacak. Dun gulerek dedim ki nasil sevdim ben seni 8 sene. Dusununce cok uzun geldi herbir duyu organima. Sonra durdum, sakindim ya. Gordum. Aslinda demistim ki beni nasil sevdin 8 sene. Ben kim birinin beni sevmesi kim. Bu dunyaya digerlerinden sevgi almayi ogrenmek icin geldigim oyle bir tasdiklendi ki artik, goruyorum surekli. Ama hala kapilari soyle sonuna kadar acip da GEL diyemiyorum. Kimler sevmedi ki beni. Azizler, gurular, Pirler. Ama ben hala inanamama potansiyeline sahibim. Zor ben olmak. Direnise bak. Okyanus gelmis kapinda durmus, sen hala ben nasil sevilirim diye sorabiliyorsun. Ki nitekim Tanri duzenini oyle bir kurmus ki sen neye inanirsan bu dunya onu sana veriyor. Ben dun beni nasil 8 sene sevdin ki dedigim beni ne kadar cok sevdigini anlatabilmem mumkun olmayan esim sabah, seni sevmiyorum ben. Senin neyini seveyim, ben senin icindekini seviyorum dedi. Bu sefer toplam 5 dakika kendimi kaybettim. Sonra uyandim. Sevindim uyandigima. Soyledim kendime bu oyunu oynamayacagimi. Sonra da sevgili esime. Ondan ne ses ne cevap gelir bilemem. Ama ben gunumun geri kalanini huzur icinde geciriyorum. Huzur. Bugun Gurudev'in dogumgunu. Bugunu baska turlu gecirmem mumkundu. Ben Gurudev'in dogmasini tercih ettim. Simdi O'nu kucaklamis oturuyorum. Huzurla.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)