25 Nisan 2009 Cumartesi

Daha neler neler....

Dogumdan sonraki kilolar kadinlarin bir donem konusu olmustur sanirim. Ben guzel guzel kilo verirken bir sene kadar once bel sorunu yuzunden doktora gittim. Doktor su kiloya ineceksin dedi. Zaten o kiloya demese iki ay icinde inmis olacaktim. Ama doktor dedi ya, ben o tarihten sonra kilo veremedim. Kisin 9 sinava calistim, 9 sinav verdim. Simdi bir tavsiye uzerine akupunktur ile kilo veriyorum. Sanirim bitince 9 kilo olacak :) Bak su ise ! :)

Her seansa gittigimde 15 kadin karsimda. Ben onlarda... Herkesi dinliyorum, seyrediyorum, kendimi goruyorum. Ilk gittigimde salonda bekleyen herkes sisman ve oyle cirkindi ki. Aman Allahim dedim ben kendimi bu kadar mi cirkin goruyorum. Ve neden ? Neden baskalarinin cizdigi sekile uymadigimda guzelligimi goremez hale geliyorum. Ben de baskalarina sekiller cizip onlari o sekillere uydurmaya calisip, uymadiklarinda guzelliklerini gormuyor muyum!

Ne yazik hersey icin gecerli olmasa bile, cevabim evet. Bir miniminnacik tohumu bile kalmayana kadar Tanri kaziyor icimi. Bu da onlardan biri. Ben farkettikce seyrediyorum.

Sikayet ediyor herkes, hickimse buranin duzeni bu kendimi buna uydurayim demiyor. Kendimi dinliyorum. Evet belki hayatimin cogunu her olana adapte etmeye calisarak gecirsem de iste o miniminnacik tohumu gostermek icin cikariyor Tanri o degerli kadinlari karsima.

Daha da neler neler...

Sukrediyorum gozlerime gor geldigi icin...
Sukrediyorum kulaklarima duy geldigi icin...

Bir de Konya'dan sonra farkediyorum ki icime Mevlana kacmis :)
Herkese sarilmak istiyorum. Sarilmak istemediklerimi sarilayim diye onume getiriyor.
Icim tereddut ediyor bazi zamanlar, oylesine kapanmisim ki yillarca, korunayim diye. En kutsal mekan kaldi acilacak sanirim simdi. Ve Mevlana oturmus dibinden, acmis kollarini sesleniyor. Gel kim olursan ol gel!
Onlar geliyor, ben kucakliyorum....

7 yorum:

tutsak dedi ki...

Evet o kadar haklısın ki çağrıyı her duyan gidiyor ve giden herkes o çağrının bir parçası oluyor ve bu harika bir duygu.
Sevgilerimle

sufi dedi ki...

Yaratılmış rolünü oynayan, kerhanedekinde de, dilenende de,hastalıklı, yobaz, dedikoducuda, şişman, çirkin de de kendimi buluyorum da hala o zalim polise takılı kaldı yüreğim.Sanki dövülen bendim de döven ben olamadım bir türlü.Ölen kim öldüren kim? diye belletilen ezberimi o gün unuttum, hala da yumuşamış değilim.Bana bir söz söyle ne olur.

Uma dedi ki...

Ve Mesnevi hala yasiyor sevgili Tutsak :)

Canim Sufi'm. Engin yureginde nice insanlara sevgi, merhamet besliyorsun. Ben sana kufretsem, ya da en sevdigine, yureginde bulursun yine sevginin yolunu affedersin beni ha simdi ha biraz sonra akrasin yine bana. Oysa Tanri bizim icimizdeki zaaflari ve guclendirecegi yonleri oylesine iyi biliyor ki oyunlarini ona gore oynar. Sen seyretmissin polisi benim haberim bile yok. Cunku benim onu affetmeye ihtiyacim yok cunku bu konuda saglamim, benim de baska zaafimla oynuyor sabah aksam. Gurudev televizyon, sinema, gazete takip etmenin zararlarini yazar sikca. Katilmamak mumkun degil. Zaten iluzyonu anlamak zaman aliyor, iluzyon da kalmak bir o kadar zorluyor. Bir de bu zorken kendi elimizle sinema, tv, gazetelerle kendi ipimizi cekmis olmuyor muyuz? dedi bu soruyu sordugum :)
Iyilesecek her bir yonumuz, yaramiz. ASKla...

Brajeshwari dedi ki...

Beni de kucakla geldiğinde...Hayır demem ona göre:)

Uma dedi ki...

Sarilmaz miyim :) Seve seve, icim aciliyor sarildikca :)

K®HAN dedi ki...

o en kutsal mekanın bir sahibi var bilirsin.
O ki, kainata sığmaz kulunun kalbine sığarmış.
ve ancak O'nu anarak huzur bulurmuş kalpler.
kalbinde O varsa kişi herkesi kucaklarmış
O yoksa çok seçer ve arar, arar, ararmış.

Uma dedi ki...

Her daim O'nda huzurla kalabilmek nasip eyler insallah :)