26 Temmuz 2011 Salı

Ozlem

Daha once de yazmisimdir ben ozlem nedir pek bilmem. Dusundugum herkesi burnumun dibinde yasarim, kimse uzagimda degildir. Esimle kavgalarimiz olmustur gecmiste, yanimda kalsana, benimle otursana gibi. Bunlar ozlemle degil de sohbetle muhabbetle ilgilidir. Yoksa simdi ailem uzakta, duysalar uzulurler tabii ama hic uzaklik kavramim yok simdi de icime bakinca. Herkes burda benimle, ne zaman animsasam.

Ama bugun baska bir sey yasadim. Cok da hazirliksiz yakalandim.

Gectigimiz hafta boyunca hergun yeni evle ilgili kosturdum. Yok boyasi, yok masasi, yok halisi, yok koltugu. Hergun baska bir seyi arastirdim, gittim, gordum, konustum. Aralarda kendimle kaldigimda geri dondum, asil yerime. Ama o yerimde kalislarimda cok kisa surdu bu kosturmaca halinde.

Bugun bir tikla actim dinlerim diye


Daha ilk satirin calisiyla birden gozlerimden yaslar bosanmaya basladi. Gozlerimi yumdum, arkama yaslandim. Icimde kucucuk bir cocuk kosuyordu sanki annesinin veya babasinin ozledigi kucagina. Ayri degildik ama ahh nasil ozlemisimmm...

5 yorum:

Pinhan dedi ki...

canımsınn..

tutsak dedi ki...

Sen her ne kadar özlem bilmem desek de aslına dönme özlemi içten içe sessiz ve derinden büyüdükçe büyür. Ne ana baba hasreti, ne sevgili hasretine benzer. O'nun bize özlemidir asıl olan özlem duymasa ölüm diye bir şey olmazdı. Heerşeyden bi haber dolaşırdık ortalıkta. :)

Uma dedi ki...

Evet di mi ahhh !

sufi dedi ki...

Ne zaman anımsasak yanıbaşımızda olanlara, şahdamarımızdan da yakın olanlara da AŞK ola.

Uma dedi ki...

ne mutlu ki kendini hatirlatmayi seciyor yoksa sevgili Tutsak'in dedigi gibi ne oldugumuzu bilmeden anlamadan yasardik... ASKla Suficim :)