29 Mayıs 2010 Cumartesi

Dua - 2004

Beni kendinden ayirma. Beni senden ayri sandigim anlardan uzak tut. Ben sen, ben senin parcan, zerren. Sen ben icimde, okyanus. Sen okyanus, ben damla, sen bahce, ben cicek.
Kullan beni, senin en iyi enstrumanin yap. Kullan beni sonuna kadar. Gercegi ac gozumun onunde. Kaderimi ac onumde yolunda yuruyeyim. Senin kelimelerini konusayim. Sevginle cosayim. Kullan beni. Umutsuzlara umut olayim,korlere isik, zalimlere ask olayim. Yoluna yoldas olayim. Yurut beni, yuru benimle. Yalnizligimda buldum seni, cogal benimle, yardim et dokunayim insanlara. Hayata gelis amacimi ac onumde. Konus benimle. En sadik dinleyicin olayim. Elim ol, yaz seni. Kulagim ol dinlet bana. Kalbimde cosan sevgimsin, huzurum, sevincimsin. Konus benimle. Onunde egiliyorum, her hucrem emrine amade. Beni sen yarattin, kullan beni. Iyilik icin kullan, durustuluk icin kullan. Kopru yap beni, melek yap beni. Ozbenligime kavustur beni. Kim oldugumu ogret, en iy ogrencin olayim. Yolundan ayirma beni. Dogru sozum ol, manifest yourself in my words. Ac gozlerimi, ac kalbimi. Ac kaderimi. Ac dogruyu onumde goreyim.

Hindistan Notlari III - 2004

Sessiz kalan, butun bunlari yazan, yoneten kimsin Sen?

Sen oldugunu sandigin kadin misin? Sevgili misin? Ana misin? Evlat misin? Guzel misin, kiskanc misin? Korkak misin, uykuda misin?

Uyuyan kim? Uyudugumu bilen kim? Uyudugunu bilip ruyasini goren kim? Butun kimliklerin dustugu yerde geriye kalan kim?

Oturdugun yerde, sessizligin icinde, gozlerini kitlediginde, nefesin herzamanki gibi vucuduna girip ciktiginda, sen, giren nefesle iceri girdiginde, bir dusunce beraberinde, dusunce seni terkettiginde, iste o an, o sessizlik aninda oturdugunu goren, dusuncesiz, sessiz, nefessiz, O, O kim??

Yazdigini seyreden, kelimeleri izleyen kim? Kelimeler nereden geliyor? O kelimeleri getiren zihnin durdugunda, o durma noktasini farkeden kim?

22.20 Yazan hala yatagin ustunde. Yan odada oturan artik yatiyor. Obur odada yemegini yiyen tuvalete gidiyor. Bir buyuk oyun, herkes sadece kendi payina duseni yasiyor. Yazan, onunla, bununla, sununla tanisiyor. Yan odadaki onlari tanimiyor oysa. Zincirler birbirine eklenerek uzuyor. Omurler nefes alip verdikce kisaliyor.

Dusunmeyi ogrettiler once, simdiyse ogreniyorum gunbe gun, dusuncenin bittigi yerdeyim ben, ben O'yum. O'nun oldugu herseyim ben huzur, ben mutluluk, ben sevgi, ben ölümsüz. Doğmadım ki öleyim. Doğan kim? Beden. Bedeni nasil öğrendim. Bebekken. Bir basim, iki kolum, iki bacagim var. Iki elim iki kolum bacaklarim var, her insanda bir burun bir de agiz var :))

Hindistan notlari II - 2004

Kalbim acildi, dilim sustu, dusunceler uctu. Icimde uyuyan enerji kivrila kivrila uyandi, kirini atti.

Elimde kalem, kafamda binbir dusunce. Baristim sizlerle.

Gece oldu, kuslar sustu, herkes odasina cekildi. Simdi basliyor asil hesaplasma. Maskeler dusuyor, kalp aciliyor.

Yazmak istiyorum. Icimdekileri disari cikarmak. KOnusmak gereksiz. Kelimeler yetersiz. Gozler anlatiyor kalbin derinliklerindekini. Bir bakis bir bakisi yakaladiginda, ruh kendine gececek kopru buldugunda, hersey bos...

Hindistan notlari 2004

Gelenler gidenler, gelip gidemeyenler. Hayatim bir oyun, ben bir oyuncu. Bugun var, yarin yok. Seyrediyorum kenardan ne kadar dahilim savaslara, ne kadar dahilim barislara. Sevgilerde ortak, nefretlerde nerdeyim. Hindistan, dogdugum ulke.Tanrinin kucaginda oturdugum ulke. Yazmak istiyorum, elim yazmaz olmus, icimde onca birikinti, soylesem nereye kadar, yazsam nereye kadar. Konusmalar, ardi arkasi kesilmeyen konusmalar. Sessizlik en buyuk hazine. Orda buldum kendimi, orda buldum Tanrimi. Nefretim orda eridi, sevgim orda costu.
Ben sevgi, ben huzur, ben mutluluk. Sessizlik, hediyesini yenice sundu. Gundogumunda uyanan duygular, gun battiginda koselerine cekildiler sessizce. Gunlerce gecelerce aglamalarimin, dokulen onca gozyasinin meyveleri sessiz gecelerde toplandi. Herbir gozyasi yildiz oldu karanligima, aydinlatti yuregimi. Tanri o yildizli gecelerde cikti saklandigi kalbimin en derin koselerinden. Kucakladi beni. Sevgililer... Sevgi sanilan adina sevgi denen savaslar. Egonun oyunlari, zihnimin dalavereleri. Savas bitti denilen yer egonun olumu, zihnin gomulusu, Ben'in uyanisi. Huzur, mutluluk, sevgi mayamiz.

* Tasinma nedeniyle acildi eski kutular, yazilari yirtip atamadim, yazayim dedim.

25 Mayıs 2010 Salı

Gokkusagi

Bugun Mira'yla cizgi film seyrettik. Mickey'nin renklerle olan macerasi. Mickey'nin Clubhouse'unun butun renkleri kaybolmaya basladi ve onlar renkleri geri kazanmak icin gokkusagi yakalayicisi isimli bir alete, gokkusagini olusturan renkleri tekrar bulup geri koydular, sonra onunla renkleri geri yuklediler. Cok nefis anlattim...

Neyse baktim ki gokkusaginin renkleri soyle; kirmizi-turuncu-sari-yesil-mavi-mor

Acaba boyle degil mi ki diye de dusundum? Cok emin olamadim, bilemedim, umursamadim.
Gordugum sadece gokkusaginin renkleriyle chakra'larimizin renkleri ayniydi, sira olarak bile. Durunca gordum ki sudan olusan biz (ya da cogunlugumuz su olan diyeyim) ancak ISIK geldiginde renklerimizi gosterebiliyoruz...

Isik, uyanis, rengarenk bir hayat....

11 Mayıs 2010 Salı

Dramalar...

Kalbim mengene icinde. Hayat hep seni en sevdigin, en bag"im"li oldugun noktadan yakaliyor. Yillar yillar onceydi. "Ben bu dramanin parcasi degilim ve olmayacagim, mutlu olmak icin bu evden cikmam lazim" dedigimde. Umurumda olmamisti hicbirsey. Ne kaldigim yer, ne yattigim yer, ne yedigim yemek. Onemli olan ben'dim. Saglikli bir ben icin yapilmasi gereken sey buydu. En sevdigim seyi kardesimi arkamda birakip cikmistim. Ama onu birakamadigimi yillar icinde hep yasadim. Onu biraktigim icin suclandim, cunku kendimi suclamistim. Onu biraktigim icin sevgisini eksik gormustum, cunku kendimi cezalandiriyordum. Senin gibi abla tabii sevilmez diyordum. Birkac ay oncesine kadar pek cok sey yasadim sayesinde. Gizli kalmis koselerin kokusmusluklarina isik tuttu beraber yasadiklarimiz.
Simdi o bir dramanin icinde. Kalbim mengene icindeydi dunden bugune. Simdi icimden cikti, ellerim yazmak istedi. Herkesin onunde secim var, iyilesmek icin. Iyilesene kadar ayni olaylari tekrar tekrar yasatiyoruz kendimize. Ta ki iyilesene kadar. Iyilestigimizde ancak o olaya "hayir" artik sana ihtiyacim yok deme cesaretine sahip oluyoruz, yoksa hicbir zaman diyemiyoruz bu tek kelimeyi.
Bugun ben ona iyilesmeyi secmesi icin konustum. Ancak o duydu mu bilmiyorum. Ben duydum. Ben, Uma, iyilesmeyi seciyorum. Hickimsenin dramasina ait degilim, kendiminkine bile. Bag"im"liliklarim acitan kalbimi. Iyilesmeyi seciyorum. Gecmisteki tum tehditleri, olumun ucunda yasanan aile hayatini, kavgalari, dovusleri degil "huzur'u seciyorum. Bugun sembolik bir kaniti daha var bunun. Kanada'ya gidis biletimizi aldik. Savasmayan ulkeye. Mira'nin, Uma'nin dunyadaki dogumgunu gibi 22'si cikti. Yeni bir dogum gibi. 22 Temmuz'a kadar Turkiye bana neler ogretecek ve sonrasinda bilemiyorum. Bildigim teksey bu dunyanin kurtaricisinin ben olmadigi.
* Her konusmak istediginde O'nun elcisiyim, Allah'a emanet ol canim kardesim.