Su hayatta en cok "an" icinde akip giderken birsey yaptigim icin suclandigimda kiziyorum. Oylesine ben'den uzak, oylesine kesintisizce akarken, nasil olur da ben olurum onu yapan, sen nasil "sensin suclu" dersin diye kiziyorum.
Sonra kendi kizdiklarim sucladiklarim geliyor aklima. En cok kizdiklarimi, sucladiklarimi daha bir sefkatle affediyorum. En zor gorev onlara verilmisti. Karsimda suclu konumda oturmak... ben orada oturmaya dayanamazdim, ben kacar giderdim, kuser, uzaklasirdim, korumaya calisirdim kendimi.
Kendini korumaya almadan karsimda durup, butun suclarinin agirligiyla boynu yere dusenleri affediyorum, ki affedilebileyim.
Son asamada kim affediyor, kim affediliyor bakiyorum. Kimse kalmadi O'ndan baska.
Simdi gidiyorum, tutunmadan kimseye, kar tanelerinin birinden digerine degerek, ruzgarla... Gidiyorum.
25 Ocak 2010 Pazartesi
20 Ocak 2010 Çarşamba
Uyandirdin yine sukurler olsun
"Hatırla"
("Re-member" A Handbook for Human Evolution)
Steve Rother&Grup
Akaşa Yayınları
Belki bunu da okursun bir gün. Benim elimde, zihnimde, kalbimde dört mevsime döndü bu kitap.
En son altını çizdiğim cümle şuydu;
"Bir insan ancak bir şeye yaslanıyorsa düşebilir."
demis Gevezecim ....
Bekledigim kelime geldi, icim acildi. Kimi ay tutulmasini, kimi gunesi soyluyor. Kimi gecmise, kimi gelecege suc atiyorken, durup durup bulmaya calisiyorum. Nerden geldim buraya? Nedir icinde kalakaldigim bu hal ve durum? Bakiyorum bakiyorum, konustukca batiyorum...batiyordum. Kelimeler ete bedene burunmus halime yapisirken, baska bir sey dolaniyordu icimde. Cikamiyordu. Bildigim bir seydi ama neden bu kadar da uzaga gitmisti anlamiyordum.
Sagol Gevezecim, bugun sabah bulunca, anlayinca, huzura tekrar kavusunca, tekrar O'nun kucagina sigininca, senin suretinden de geldi teyidi.
Yaslanmistim son zamanlarda iki seye. Uzun uzun anlatamam, gerek de yok, gecmis gecmiste kalmali. Yaslandigim seyleri gordum derinlerinden. Yaptigimi anladim. Bir dustum ki yine sorma gitsin. Dusunce insan anliyor genelde. Tutundugum fikirleri birakiyorum. Affina siginiyorum Tanrim senin. Senden baska seyler gordugum, etimle bedenimle yorumladigim icin affina siginiyorum. Sukur dustum, sukur uyuyakalmadim.
("Re-member" A Handbook for Human Evolution)
Steve Rother&Grup
Akaşa Yayınları
Belki bunu da okursun bir gün. Benim elimde, zihnimde, kalbimde dört mevsime döndü bu kitap.
En son altını çizdiğim cümle şuydu;
"Bir insan ancak bir şeye yaslanıyorsa düşebilir."
demis Gevezecim ....
Bekledigim kelime geldi, icim acildi. Kimi ay tutulmasini, kimi gunesi soyluyor. Kimi gecmise, kimi gelecege suc atiyorken, durup durup bulmaya calisiyorum. Nerden geldim buraya? Nedir icinde kalakaldigim bu hal ve durum? Bakiyorum bakiyorum, konustukca batiyorum...batiyordum. Kelimeler ete bedene burunmus halime yapisirken, baska bir sey dolaniyordu icimde. Cikamiyordu. Bildigim bir seydi ama neden bu kadar da uzaga gitmisti anlamiyordum.
Sagol Gevezecim, bugun sabah bulunca, anlayinca, huzura tekrar kavusunca, tekrar O'nun kucagina sigininca, senin suretinden de geldi teyidi.
Yaslanmistim son zamanlarda iki seye. Uzun uzun anlatamam, gerek de yok, gecmis gecmiste kalmali. Yaslandigim seyleri gordum derinlerinden. Yaptigimi anladim. Bir dustum ki yine sorma gitsin. Dusunce insan anliyor genelde. Tutundugum fikirleri birakiyorum. Affina siginiyorum Tanrim senin. Senden baska seyler gordugum, etimle bedenimle yorumladigim icin affina siginiyorum. Sukur dustum, sukur uyuyakalmadim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)