25 Aralık 2009 Cuma
Remember - Animsa
Yukardaki youtube linkine girebiliyorsunuz diye dusundum ama megersem gorunmuyormus :) Ben Basbakan gibi bu ulkede youtube girenlerdenim :))
Siz de eminim baska yollardan girebiliyorsunuzdur, o zaman Mooji River of love diye yazarsaniz asagidaki sarkinin videosunu seyredebilirsiniz.
Mooji Jamaika asilli bir Master.
Video onunla ilgili...
This life is a dream Bu hayat bir ruya
And it will be over Ve bitecek
In a blink of an eye Bir gozkirpista
Remember who you are Animsa kim oldugunu
Remember what you are Animsa ne oldugunu
Whose life is this ? Kimin hayati bu
Whose hands are these? Kimin elleri bunlar
Whose voice is this? Kimin sesi bu
What am I? Ben neyim?
This life is just a dream Bu hayat sadece bir ruya
Om Gam Ganapataye Namah (Ganesh mantrasi)
Om Gam Ganapataye Namah
Om Gam Ganapataye Namah
This life is beautiful Bu hayat guzel
This life is horrible Bu hayat korkunc
This life is wonderful Bu hayat muhtesem
And this life is just a dream Ve bu hayat sadece bir ruya
A dream made of love Asktan olusmus bir ruya
Remember who you are Animsa Kim oldugunu
Remember what you are Animsa Ne oldugunu
Om Gam Ganapataye Namah
Om Gam Ganapataye Namah
Om Gam Ganapataye Namah
Remember You're before Animsa Sen onceydin...
Before these questions Bu sorulardan once
Before the answer Bu cevaptan.....
10 Aralık 2009 Perşembe
Tekbasinalik devam
Simdi karsima cikti, bak su tesadufe dedim. Hepsini okumaya vaktim yok malum ders calisiyorum, ama esirgemeyeyim paylasayim dedim :)
http://www.derki.com/dergi/index.php/sayi-33/yalniz-misiniz-tek-basina-mi.html
http://www.derki.com/dergi/index.php/sayi-33/yalniz-misiniz-tek-basina-mi.html
Tek-basinalik
Yazmisligim var tekbasinaligi, yalnizliktan farkini. Bugun yine Swami Chidananda'dan geldi tekbasinaligin guzelligi.
Silence is always the most real part of your being. When you are alone, you are silent. When you are alone, you are in God, and you are aware of God in you.
-Swami Chidananda
Silence is always the most real part of your being. When you are alone, you are silent. When you are alone, you are in God, and you are aware of God in you.
-Swami Chidananda
3 Aralık 2009 Perşembe
Anlasilmak
Tek derdimiz bu aslinda sanirim. Uzun bir zamandir yine deniz calkantiliydi buralarda. Simdi donup baktigimda herkesin tek derdinin bu oldugunu goruyorum. Belki de bu bizim eve mahsustur bilemem. Mira sabah geldi makarna istiyorum dedi. Ben ama kahvalti zamani annecim, ben makarna pisirmemistim dedim. Aglamaya basladi. Mira'ya kahvalti zamani ve aksam yemegi zamanini aciklarken yakaladim kendimi. Sonra diz coktum onunde sarildim simsiki. Makarna istiyorsun degil mi dedim. Evet dedi, biraz sakinlesmeye calisarak. Daha siki sarildim, cok mu seviyorsun sen makarnayi dedim. Evet dedi. Ve sessizce sarilip oturdum yaninda. Sonra sakinlestigini hissettigimde, usulca ayaga kalktim ve sofraya yurudum, elimde kahvaltiliklarla. Sonra sofraya oturdugumda Mira da yanimda oturuyordu. Elinde bir kac tane pismemis makarna. Onlari dizdi tabagina ve sonra bir guzel yapti kahvaltisini.
Bazen de soyle oluyor bizim evin hali. Gunler gunleri kovaliyor ve ben icimde yolladigim mesajlara hic cevap alamamis oluyorum. Icim mesela yorgunum cookkk diye bagirirken, disim herkesin istedigi seyleri yapabilmek icin kosturuyor. Tek bir hedefi var sevilmek. Boyle ogrenmisim ben ailemden. Birseyler yapmali, o zaman insanlar seni daha cok sever. Ve ne zaman yoldan ciksam icimde, kendimi birileri icin cilginca biseyler yaparken bulurum. Sevsinler beni. Oyle gunlerden birinde diyelim ki humus yaptim kocama cok sever diye. Aslinda onun cok sevmesi degil konu. Cok sevdigi seyi yaparsam beni sever asil konu. Iste o gunlerde mutlaka bu is benim kafama patlar. Tanri sever beni. Asla oyalamaz boyle dissal islerle. Kocamdan yerim tokadi bir guzel. O iki saat ayakta kalarak yaptigim humusu begenmez. Benim icimde kucuk bir cocuk kapatir kafasini dizlerinin ustune. Ama gorunuste asarim bir guzel suratimi. Burda secim baslar. Secim sandigimiz diyelim. Birinci secenekte esim (ki esleri bu nedenler seciyoruz) senin kucuk Uma'nin sevgiye ihtiyaci var bu siralar sanirim, der ve bana sarilip, sen humusu camurdan yapsan da ben seni seviyorum der. Sarilir, oper, oksar ve beni anlar. Ve humus tamamen konu disi kalir. Cunku tek ihtiyac sevilmektir.
Ikinci secenekte ise disariya bagimlilik tumden ekarte olmustur. Humusu yaparken bunu farkedersem, yani aslinda humusu esimden sevgi almak icin yaptigimi farkedersem, once ben kendi kendime bunu anlatip, kendimi anlayabilirim ki bu en zoru ve en kokten cozumlusu bence.
Bir diger secenekte de ben esime, biliyor musun sen humusu begenmeyince icimdeki kucuk Uma icine kapandi, uzuldu. Sanirim sevgiye ihtiyaci var diyebilirim. Bunun karsisinda esim biraz onceki davranisi secebilecegi gibi bunu reddetip ruhani veya dunyevi aciklamalarla bu verme islemini kesintiye ugratabilir. Ruhani soyle soyleyebilir; hayatim, sevgi disimizda degil ki, biz sevgiyiz. Sevgiyi benden bulamazsin, sevgi zaten icinde. Dunyevi; senin sevgiye ihtiyacin var benim yok sanki, bes saattir yollardayim...
Iste bu karmancormanlikta anlatmak istedigim suydu aslinda, dogumumuzdan bu yana tek derdimiz anlasilmak. Anlasilmadikca hep disardaki baska konseptlerle kendimizi eylemeye calisiyoruz ve sonunda da duvara tosluyoruz. Cunku disimiz baska icimiz baska.
Mira 3 yasinda. Ogrendim ki 3 yasina kadar sol beyin gelisemiyor. Yani ben istedigim kadar bak guzelim ustune onu giyersen usursun dersem diyeyim,O bunu anlayamiyor. Ancak neden, niye sorularini sormaya basladiginda bu sol beyinin gelismeye basladiginin gostergesi o zaman anlamaya basliyor, ama yavas yavas. Bu 6 yasina kadar gelisiyor. Sol beyinin gelismedigi durumlarda, sadece sag beyinle hareket eden Mira, sadece sozsuz davranislari okuyabiliyor.Yani ben icimden cok yorgunum oynamak istemiyorum diyor ama oynuyorsam, o on dakka sonra huzursuzlaniyor, bana sinirleniyor, bagiriyor, ve yapilmamasi gereken seyleri yapiyor en sonunda da ikimiz birbirimize patliyoruz. Cunku ben bence o kadar yorgun olmama ragmen onunla oynama lutfunda bulunuyorum ve buna sukretmeyen bir cocugum var. Onun da bir yanda evet bir yanda hayir mesajlari veren bir annesi.
Hep soylerim cocuklar egitmeye geliyor diye. Bizim evin Hz. Mevlana'si Mira'dir. Ya gorundugun gibi ol, ya oldugun gibi gorun der hep bize.
Bugun daha da aciga cikti hareketlerimizin mensei. Simdi bizi daha degisik gunler bekliyor. Her gun, her saat yani her an, bunu hatirlayacak kadar "farkinda" olmak...
Yeni yila girmeden, yeni bir egzersiz atildi evimize Tanri tarafindan. O nedenle cok mesguluz ailecek :)
Bazen de soyle oluyor bizim evin hali. Gunler gunleri kovaliyor ve ben icimde yolladigim mesajlara hic cevap alamamis oluyorum. Icim mesela yorgunum cookkk diye bagirirken, disim herkesin istedigi seyleri yapabilmek icin kosturuyor. Tek bir hedefi var sevilmek. Boyle ogrenmisim ben ailemden. Birseyler yapmali, o zaman insanlar seni daha cok sever. Ve ne zaman yoldan ciksam icimde, kendimi birileri icin cilginca biseyler yaparken bulurum. Sevsinler beni. Oyle gunlerden birinde diyelim ki humus yaptim kocama cok sever diye. Aslinda onun cok sevmesi degil konu. Cok sevdigi seyi yaparsam beni sever asil konu. Iste o gunlerde mutlaka bu is benim kafama patlar. Tanri sever beni. Asla oyalamaz boyle dissal islerle. Kocamdan yerim tokadi bir guzel. O iki saat ayakta kalarak yaptigim humusu begenmez. Benim icimde kucuk bir cocuk kapatir kafasini dizlerinin ustune. Ama gorunuste asarim bir guzel suratimi. Burda secim baslar. Secim sandigimiz diyelim. Birinci secenekte esim (ki esleri bu nedenler seciyoruz) senin kucuk Uma'nin sevgiye ihtiyaci var bu siralar sanirim, der ve bana sarilip, sen humusu camurdan yapsan da ben seni seviyorum der. Sarilir, oper, oksar ve beni anlar. Ve humus tamamen konu disi kalir. Cunku tek ihtiyac sevilmektir.
Ikinci secenekte ise disariya bagimlilik tumden ekarte olmustur. Humusu yaparken bunu farkedersem, yani aslinda humusu esimden sevgi almak icin yaptigimi farkedersem, once ben kendi kendime bunu anlatip, kendimi anlayabilirim ki bu en zoru ve en kokten cozumlusu bence.
Bir diger secenekte de ben esime, biliyor musun sen humusu begenmeyince icimdeki kucuk Uma icine kapandi, uzuldu. Sanirim sevgiye ihtiyaci var diyebilirim. Bunun karsisinda esim biraz onceki davranisi secebilecegi gibi bunu reddetip ruhani veya dunyevi aciklamalarla bu verme islemini kesintiye ugratabilir. Ruhani soyle soyleyebilir; hayatim, sevgi disimizda degil ki, biz sevgiyiz. Sevgiyi benden bulamazsin, sevgi zaten icinde. Dunyevi; senin sevgiye ihtiyacin var benim yok sanki, bes saattir yollardayim...
Iste bu karmancormanlikta anlatmak istedigim suydu aslinda, dogumumuzdan bu yana tek derdimiz anlasilmak. Anlasilmadikca hep disardaki baska konseptlerle kendimizi eylemeye calisiyoruz ve sonunda da duvara tosluyoruz. Cunku disimiz baska icimiz baska.
Mira 3 yasinda. Ogrendim ki 3 yasina kadar sol beyin gelisemiyor. Yani ben istedigim kadar bak guzelim ustune onu giyersen usursun dersem diyeyim,O bunu anlayamiyor. Ancak neden, niye sorularini sormaya basladiginda bu sol beyinin gelismeye basladiginin gostergesi o zaman anlamaya basliyor, ama yavas yavas. Bu 6 yasina kadar gelisiyor. Sol beyinin gelismedigi durumlarda, sadece sag beyinle hareket eden Mira, sadece sozsuz davranislari okuyabiliyor.Yani ben icimden cok yorgunum oynamak istemiyorum diyor ama oynuyorsam, o on dakka sonra huzursuzlaniyor, bana sinirleniyor, bagiriyor, ve yapilmamasi gereken seyleri yapiyor en sonunda da ikimiz birbirimize patliyoruz. Cunku ben bence o kadar yorgun olmama ragmen onunla oynama lutfunda bulunuyorum ve buna sukretmeyen bir cocugum var. Onun da bir yanda evet bir yanda hayir mesajlari veren bir annesi.
Hep soylerim cocuklar egitmeye geliyor diye. Bizim evin Hz. Mevlana'si Mira'dir. Ya gorundugun gibi ol, ya oldugun gibi gorun der hep bize.
Bugun daha da aciga cikti hareketlerimizin mensei. Simdi bizi daha degisik gunler bekliyor. Her gun, her saat yani her an, bunu hatirlayacak kadar "farkinda" olmak...
Yeni yila girmeden, yeni bir egzersiz atildi evimize Tanri tarafindan. O nedenle cok mesguluz ailecek :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)